
Yeniden çerçevelemek metodu eleştiri ve eleştiride bulunan kimselerle meydana gelecek etkileşimi verimli kılmak adına oldukça geçerli bir metottur. Herhangi bir eleştiride dil düzeyinde ortaya çıkan en temel sorun, bunların genellenmiş yargılamalar şeklinde ileri sürülmeleridir. Sorun eleştirmenin, sadece herhangi bir plan veya hayali eleştirmeyip eleştirilerini kimlik düzeyinde ileri sürdüğünde ortaya çıkacaktır. (‘Bu fikir çok aptalca,’ demekle ‘Böyle bir fikre sahip olmakla aptallık ediyorsun’ demek arasında fark vardır.)
Birçok eleştirideki en önemli sorunlardan biri de bunların olumsuz yargılar olmalarına ilaveten sözcük olarak da olumsuz terimlerle ifade edilmeleridir. ‘Stresten kaçınmak’ ve ‘Daha rahat olmak’ cümlelerinde farklı kelimeler kullanılsa bile her iki cümle de benzer bir içsel durumu ifade etmektedir. ‘Stresten kaçınmak’ cümlesi istenmeyeni tanımlarken, ‘Daha rahat olmak’ isteneni ortaya koymaktadır. Benzer şekilde birçok eleştiri de istenenden çok istenmeyeni belirtecek olan çerçevelerde ifade edilirler. Eleştiriyi sorun çerçevesinden istenen sonuç çerçevesine değiştirecek şekilde ifade etmekteki temel konu, olumlu niyetin olumlu ifadesini ortaya çıkarma becerisidir.
Eleştirmenin soruna odaklı olmasını bunu olumlu olarak ifade etmesini güçleştirebileceğinden niyetin olumlu formülasyonunu ortaya çıkarmak isteyen kişinin, ‘Eğer istemediğin (başarısızlık, stres, kayıp, vb.) ise tam olarak istediğin nedir?’ tarzında sorular sorması gerekir.
Bir kez eleştirinin ardındaki olumlu niyet keşfedilip, olumlu terimlerle ifade edildikten sonra eleştiri soruya dönüştürülebilir. Eleştiri soruya dönüştürüldüğünde ise buna yanıt verme şekli de genelleme veya yargılamadan tamamen farklı olacaktır. (Bu çok pahalı demek yerine, bunu nasıl karşılayacağız? sorusunu sormak.)
Herhangi bir eleştiriyi soruya çevirerek olumlu bir etki yaratacak şekilde ifade etmede ‘Nasıl’ sorusu, diğer soru türlerine oranla çok daha elverişli olmaktadır. ‘Neden’ sorusu ise tekrardan bir uyuşmazlık veya çatışmaya yol açabilecek diğer yargılamaları ön varsaymaktadır. (‘Neden bu teklif bu kadar pahalı?’ veya ‘Neden daha gerçekçi olmuyorsun?’ Aynı olumsuzluk, ‘Teklifi bu kadar pahalı kılan ne?’ veya, ‘Bunu kim ödeyecek?’ tarzı soru biçimleri için de geçerlidir.) Genelde ‘Nasıl’ sorusu kişiyi istenen sonuç çerçevesine odaklayacak en etkin soru biçimidir. ( Eleştiriler derin yapıları itibariyle ontolojik ifadelerdir, yani ‘bir şey odur ya da değildir’i ileri sürerler. Nasıl sorusu ise bir şey odur ya da değildiri nasıl biliyorsun araştırmasına yol açacak epistemolojik keşiflere neden olur.)
Herhangi bir kişiye yapıcı bir eleştirmen olması yolunda yardımcı olabilmek için,
1.Eleştirinin ardındaki olumlu niyeti bulmak.
2.Olumlu niyeti olumlu olarak ifade etmek.
3.Eleştiriyi soruya, özellikle ‘Nasıl’ sorusuna çevirmek gerekir.
Bu ise aşağıdaki soruları sormakla gerçekleştirilebilir:
1.Eleştiriniz veya itirazınız nedir?
2.Bu eleştirinin ardındaki olumlu kriter veya niyet nedir? Bu eleştirinizi sürdürmeye neden olan şey ne?
3.Bu niyet karşısında sorulması gereken ‘nasıl’ sorusu ne olmalıdır?
Sonuç olarak, herhangi bir projenin eleştiri safhasının ana amacı, ortaya atılan fikir ve önerilerin uygun olduğundan emin olmak, ayrıca hedefe ulaşırken mevcut durumun olumlu taraflarının da kaybedilmemesine çalışmaktır.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
“İçim kemiren hınç değil de tiksinti. Ayak takımının da aklı olduğunu görünce kaç kez usanç getirdim...
Bir toplum ne kadar az gelişmiş ise ilkel beyin (R-Kompleks) baskın karakterlerin o kadar etkin olac...
İnsanın en beter deliliği böyledir; içine kapatıldığı sefaleti, doğruya ve iyiye ulaşmasını engelley...