
“İnsanların akına köklü bir devrim fikrini getirmenin, ne kadar önemli olduğundan bahsediyorduk. Bu kriz, aslında bir bilinç krizidir. Öyle bir kriz ki, artık daha fazla eski kuralları, eski şablonları, eskiden kalma gelenekleri kabul edemez.
Hele Dünya’nın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık…
İnsanoğlu hala eskiden beri bildiğimiz gibi; hala barbar, hala şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi…
Ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu…
Bu denli hastalıklı bir topluma iyi entegre olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz!..”
“Burada öğretmen yok, öğrenci yok, lider yok, yol gösterici yok, efendi yok, kurtarıcı yok.,
Kendiniz için öğretmensiniz ve öğrencisiniz; efendi, yol gösterici, lider sizsiniz.
Siz her şeysiniz! Ve anlamak, değişimdir…”
-Jiddu Krishnamurti
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Uyanma Zamanı!.. Lütfen Uyumadan Önce Seyretmeyiniz... [flashvideo file="http://www.benoyum.com/...
Anlamsız bir yaşantın oldu; zorlu bir yaşam. Bir iş ve maaşın yanılsatıcı güvenliği ardına saklandı...
Bir öğrencisi Konfüçyüs’e dedi ki: “Yaşadığın kentte seni herkesin sevmesi nasıldır?” “Yeterli...
26 Cevaplar Kime:“Zamanın Ruhu ( Zeitgeist )”
ve anlamak kesinlikle değişimdir ve değişimde gelişimi getirir.
**************************
Bi de neyi anlamamız gerektiğin anlasak tam süper olacak. ehi.
Tekamül etcez o zaman.
İnsan oğlu eskiden beri kendini değiştirmek ve geliştirmek için gayret göstermemişse, kendini anlamamışsa nasıl değişebilir? Nasıl her şey olur?
*********************
Bilinç devrimiyle her şey olur.
Önemli olan o bilince sahip olmak değil mi zaten.
**********************
Oturduğumuz sandalyeyi kaldırabilir miyiz?
Yazınızı okudum. Teşekkür ederim.
**********************
Ben teşekkür ediyorum.
Zeitgest içinde bulunduğumuz sistemin açıklaması ama sistemin çözümü değil! Köleliği kabullenmek yada kral olmak işte bütün mesele bu!
****************************
Aslında her kral kendi hükümranlığının kölesidir.
Çözüm akıl devriminde.
valla ben bi şey anlamadım!! anlamaya da çalışmadım.. tekamül etsem ne olur etmesem ne olur bundan sonra veya veya bundan fazla!!!!
Bunca cilalı taş devrinden kalma insanlar arasında yaşamanın acısı ve isyanı ile dolu olup, köpeksiz melek dolu evlerde yaşayan tekamül etmişlerle aynı kefeye konmaktansa ot geldim saman giderim daha iyi..
Yani sevgili başkanım tekamül mekamül umurumda değil!!!! sory!
***********************
Tekamül ettiğin için olsa gerek. ehi.
Bu arada cilalı taş devrindeki insanlar neredeyse hayvandı fakat günümüz insanlarının (özellikle bulunduğumuz coğrafyada yaşayanlar) onlardan öğreneceği çok şey olduğuna inanıyorum.
Bazen yüksek bir yere çıkıp soğuk kanlı ve sevecen bir tavırla büyük bir alana toplanmış kalabalığa sizler bakterisiniz, terliksi hayvansınız demek istiyorum. ehi. ( manyak evet. )
“Hele Dünya’nın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık…
İnsanoğlu hala eskiden beri bildiğimiz gibi; hala barbar, hala şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi…”
Şu satırları okuyunca, bütün bu durumların, insanoğlu’nun ilk gelişim yıllarında kalması gerektiğini düşünüyorum. Oysa günümüzde daha da acımasızca, daha da artarak devam ediyor. İnsanoğlu gelişimini halâ tamamlamamış demek ki? Bu davranışların uygarlık denen kavramla bir ilgisi var mı? İnsanlık bunca yıl sonra, vahşice duyguları, ilkel davranış kalıplarını sadakatle sürdürüyorsa gelişim nerede kaldı?

*********************
Gelişimin ne olduğuna biz karar veremiyoruz.
Bizim yerimize karar verenlerin fikirlerine biyat ediyoruz.
Sözde geliştikçe vahşileşiyoruz.
İnsanoğlu dünyanın en vahşi yaratığı.
Kontrolsüzce çoğalmaya devam ediyor… ( insanlar ne garip.)
tavuk beslediğimiz günlerde babam tavukların yemini mezbahaneden aldığı kanla bulardı, daha iyi besili olsunlar diye, bir mühdet sonra civcivler saldırgan olmaya başladı ayağımdaki yaraya bile saldırıyolardı.dikdikliyorlardı ..
)
)
çiğ kanın böyle bir saldırganlaştırıcı etkisi olduğunu o zaman farkettim..
saldırganlığımız çiğ et yediğimiz dönemden kalma bana göre..
nerden geldim ben bu konuyaa
Umutsuz yazmak istemiyorum değişmek istiyorum
*************************
Daha besili, daha vahşi. Günümüz insanının tarifine uyuyor bu.
Sanırım bizleri de kanla besliyorlar haberimiz olmadan.
Belki bu yüzden vahşileşiyoruz.
İşte bu çok doğru. İnsanoğlu dünyanın en vahşi yaratiğı. Hiçbir hayvan, insanoğlu’ndan daha vahşi değil.
************************
İnsanlar beni ürkütüyor…
***********************
Evet ilgi bilgi döngüsüne girmeliyiz…
Iste budur!
“Siz her şeysiniz! Ve anlamak, değişimdir…”
Jiddu Krishnamurti
“İlk adımı belirleyip,ayağa kalkarsak; başarmamıza az kalmış demektir…” Aşkaroğlu
ehiii
Ehiiii
way beee, alıntılık cümle etmişim
******************************
Ayağa kalkmak istiyorum ama sırtımda ben varım.
Bu denli hastalıklı bir topluma entegre olmak, sağlıklı olmanın bir ölçünü olamaz..
bir kasa domates çürükse ve bi tanesi değilse, çürükler çürük olmayanı çürütür
**************************
Üstelik çürükler sağlamı bozmaktan sadistçe bir zevk alarak bunu yapar.
Çürüğün doğası budur desek.. Daha iyi bir şeye doğru evrilemez ki..
***************************
Kaka çürük insan. Pis. öğk.
Bi de kahrolsun çürük insan. Sağlamı da çürütüyor. Sevmiyorum onları.
“İnsanlar, hızla akan yaşam nehrinin yanında kendilerine küçük bir havuz kazarlar; işte o havuzda kokuşur, o havuzda ölüp giderler.”
Maalesef öyle yani
***********************
Havuz değil neredeyse çukur.
Bu yazıyı 15 Mart Zeitgeist Günü’ne denk getirmek vardı. Günün anlam ve önemi bakımından
Hayret, nasıl da kaçırdın, iş güç çok herhalde?
Zeitgeist Belgeseli’ndeki komplo teorileri (özellikle 11 Eylül olayına ilişkin olanlar) hakkında ne düşünüyorsun? Doğru olabilir mi sence?
*****************************
Neyin komplo teorisi olduğunu anlamak çok güç zamanımızda.
Bazen komplo teorilerinin kendisinin bir komplo olduğunu düşünmeden edemiyorum ama 11 Eylül için kitaplar dolusu yazı var. Tesadüflere inanmayan bir insan olarak ürküyorum.
Her şey olmak ve aynı anda hiç bir şey olmak. Felsefik olarak evet her şey benim. Tasavvuf anlamda ise bu dünyada bir zerreden ibaretim.Minicik bir zerreyken efendi olsan ne yazar, kral olsan ne yazar.
*******************
Çoğu insan her şey olmaya çalışırken bi şey olamıyor.
Kimisi de bi şey olurken aslında her şey oluyor.
Ben zerre olmak istiyorum. Mümkün olursa zerrelerime ayrılmak…
Bedenimi atomlarına ayrılmış bir gaz bulutu gibi hissetmeme engel olamıyorum.
Sert bir rüzgarın eserek tüm parçalarımı gezegenin her bölgesine savurmasını diliyorum…
‘ve anlamak değişimdir’
-değişmek- bu kelimenin kişiye duhul etmesi bile başlı başına bir değişim,,
—Bugün değişim için ne yaptın?— artık kamyonların arkasına bu cümle yazılmalı hatırlarsanız her şey böyle başlamıştı!
kamyonların, otobüslerin arkasında küçük kız resimlerinin eşliğinde,,,,
*************************
Alabildiğince anlamak istiyorum.
Bir idrak topağı olmak.
BİR BEN VARDIR BENDE BENDEN İÇERİ
Ben- Nasılsın arkadaş görmeyeli?
Eski ben- Ben iyiyim ama sen çok değişmişsin, kendinle uğraşan biri olmuşsun.
B: Değiştim doğru. İyiyim olgun ve dingin…
eski B: Fazla olgunluk iyi değildir çürür insan.
B: Yalnız kalmak ve çürümek de değişimin kendisi, alışmalıyım buna.
E.b: Hahhhahahahaaa ölümede alışırsın sen o zaman!
B: Bak bunu bilmiyorum alışkanlıklarında değişebileceğini düşünürsek!.. Ama ölüm alışkın olmadığımız bir şey ölü olarak yani…
E.b: Bunlar boş işler. Kurmalıyız, kurtarmalıyız, yapmalıyız yepyeni bir dünyaya, en yeni denizlere yelken açmalıyız.
B: Kendini götürmeyecek misin oraya? Ve bütün bunları, omuzunda leş kargalarıyla açıldığın o deniz, muhtemelen daha da kirli olacaktır. Ne yapacaksın o zaman?
E.b: Umutsuzluk saçıyorsun teslimiyet bu. Herşeyi değiştirip yeni baştan kurabiliriz.
B: Buna kısmen katılıyorum. Yeni baştan yapabileceğimiz en akıllıca şey, kendimiziz.
E.b: Çok değişmişsin tanıyamıyorum seni, yani kendimi!..
B: Seni böyle bıraktığım için üzgünüm. Bırakmasaydım hiç değişemiyecektin. anla ve ben ol!
e.B: Gitme gitme ölebilirim yardım et bana!
B: Anla sen zaten öldün….
*************************
E.oyumben : Hava kurşun gibi ağır.
Oyumben : Telefon acı acı çaldı.
E.oyumben : Delisin sen.
Oyumben : Biliyorum. Sen de öyle.
Efendim, merhabalar;
GOOGLE’de birden fazla elektronik hesabım vardı. Kullanmadığım hesapları ve bu hesaplara bağlı diğer ürünleri silmek istediğim de, yanlışlıkla 13 bloğumun da bağlı bulunduğu recepaltun55@gmail hesabını silince, hesabımla birlikte tüm bloglarımda silindi. Bu geri alınamaz işlemden dolayı, arkadaşlarımın yazmış oldukları o değerli ve güzel yorumlarla birlikte zaman da silinmiş oldu.
Bloglarımla birlikte o güzel ve değerli yorumları da silindiği için, tüm blogcu arkadaşlarımdan özür dilerim.
Yeni e_mail hesabım: altunreco@gmail.com
Yeni blog adresim: http://altunrecep.blogspot.com
Desteğiniz için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.
************************
Gerçekten sıkıcı bir durum bu.
Yorumlar silinmiş olabilir ama izi kalacaktır eminim…
Bir de anladığını sanmak var,ve bu sanmanın yarattığı değişim de geçici oluyor.Herkes her şey oluyor,herkes her şeyi anlıyor.Herkes her şeyi biliyor.Uzaktan müdahalelerle sürdürülüyor hayatlar…
Yaşadığımız gezegen zamanla güzelliğini yitiriyor.
Her şey güzel olsun istiyorum…
*********************************
Anladığını sanmak ile anlamak arasındaki farktır idrak.
İdrak varsa acı vardır.
Fark ne kadar büyükse o kadar kanırtır aklı.
Her şey ne güzel.
…
güneş dogacak açacak çiçek
çav bella çav bella çav bella çav çav çav
gelip geçenler diyecek merhaba
merhaba ey kızıl çiçek
…
içimden geldi şarkı söylemek…haydi hep beraber holllaaaa
********************************
Coşkulanmak istiyor bünye. Yaşasın.
“Kendiniz için öğretmensiniz ve öğrencisiniz; efendi, yol gösterici, lider sizsiniz.”
Bu ifadeyi çok sevdim. Evet, kendim için hepsi benim. Bu nedenle kendime sahip çıkıyorum. Yapacaklarımı ya da yapamayacaklarımı kendi irademle belirliyorum. Kendi belirlediğim sınırlarım içinde, kabullenebileceğim davranışları anlamaya ve benim için özel olanlara anlatmaya çalışıyorum. Umarım bana değer verenler de bana anlayış gösterir. Anlayışla karşılanmayacağım düşüncesi beni üzüyor.

Bütün bunların bu yazıyla bağlantısı var mı diye düşünülebilir. Yine bir alıntı yapacağım: “Anladığını sanmak ile anlamak arasındaki farktır idrak. İdrak varsa acı vardır”. Güzel ve anlamlı bir ifade… Ne ilgisi varsa?
****************************
Acı çekmek pahasına idrak edebilmeli insan.
ben bu yazıya yorum yapmamışmıyım yahu.neyse uykum var yeni yazına yaparım artık.
(hiç bi fikrim yok kafam basmıyo demiyorumda )
**********************************
Hoyratca yormalı bünye. Kendini yormadan yorum yazmalı.
Uykunu aldıktan sonra bekliyorum.
Acı çekmek pahasına idrak edebilmeli insan + bir şarkı sözü
*****
At savur at sevdayı bir yere fırlat
Bitti sayıp acıyı kaldır öyle yat
Sor herkese sor acılar unutuluyor
Ağlayınca gözlerinden silinmiyor
Aşk her defasında bak bulunuyor
Bırakırım zamanı öyle biraz da
Sen olmadan da yine geçer nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür?
Susma söyle nasıl yaşar böyle insan!
Susma konuş hadi anlat büyük insan!
Söyle bir aşk mı çare olurdu zaman mı ?
Böyle kaldırıp atardık ya sevdayı!
Susma söyle nasıl yapar bunu insan?
Susma nasıldı anlat hadi ayrılırsam!
Söyle hayat mı çare bulurdu kendin mi?
Böyle büyük aşklar böyle mi biterdi?
At silip at aşkları bir yere fırlat
Bitti say ki derdini kaldır öyle yat
Sor ne olur sor sen benden ayrılırsan
Ne olur düşümde bir ömrü durdursan
Aşk her defasında bende ararsam
Bırakırım kendimi öyle biraz da
Sen olmadan da ben yaşarım nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür?
Susma söyle nasıl yaşar böyle insan!
Susma konuş hadi anlat büyük insan!
Söyle bir aşk mı çare olurdu zaman mı böyle?
Kaldırıp atardık ya sevdayı!
Susma söyle nasıl yapar bunu insan
Susma nasıldır anlat hadi ayrılırsam
Söyle hayat mı çare bulurdu kendin mi böyle
Büyük aşklar böyle mi biterdi
Susma hani aşk insanı zaten bulurdu?
Susma hani yıllar aşka çare olurdu?
Söyle yıllar mı daha hızlı bir kurşun mu?
Böyle sensiz her gün biraz yokoluşum mu?
*********************************
İdrak ederken acı çekmek olasıdır.
Ama acı çekerken idrak etmek pek güçtür.
“her hareket ileri olmadığı gibi, her değişim de gelişme değildir” demiş e.glasgow. katılmadan edemedim kendisine.
Şimdi ben de katılacağım.