İnsan olmanın ne demek olduğunu anlamak istiyorsanız, beyni anlamanız gerekmektedir.
Nöronlar bir bilgisayarın transistörleri ile karşılaştırıldığında oldukça yavaştır. Bir nöron bağlantılarından girdiler toplar ve diğer nöronlara yaklaşık 5 mili saniyede aktarır ve yeniden eski haline döner. Bu hızlı görünebilir ama silikon esaslı bir bilgisayar bir saniyede bir milyardan çok daha fazla işlem yapabilir.
Diyelim sizden çöle gidip yüz kalıp taş taşımanızı istedim. Bir kerede sadece tek bir taş taşıyabilirsiniz ve çölü geçmek milyonlarca adım gerektirir. Bunu kendi başınıza tamamlamanın uzun süreceğini fark edersiniz ve bunu paralel olarak yapacak yüz işçi tutarsınız. Görev şimdi yüz kere daha hızlı yapılmaktadır, ama çölü gemek için hala en azından bir milyon adım gerekmektedir. Daha fazla hatta bin işçi kiralamak hiçbir kazanç sağlamayacaktır. Ne kadar işçi kiraladığınızın bir önemi yoktur, sorun bir milyon adımlık zamandan daha kısa sürede çözülmeyecektir. Aynı şey paralel bilgisayarlar için de geçerlidir. Bir noktadan sonra daha fazla işlemci eklemek hiçbir fark yaratmaz. Bir bilgisayar, kaç işlemcisi olursa olsun ve ne kadar hızlı olursa olsun, zor problemlere yüz adımda bir yanıt hesaplayamaz.
Öyleyse bir beyin, en geniş paralel bilgisayarın bile bir milyar ya da bir milyar adımda çözemediği zorlu görevleri yüz adımda nasıl yerine getirmektedir? Yanıt: beynin problemlerin yanıtlarını hesaplamamasıdır; yanıtları hafızadan geri çağırmaktadır. Esasında, yanıtlar uzun zaman önce hafızaya yüklenmiştir. Hafızadan bir şeyleri geri çağırmak sadece bir kaç adım gerektirir. Yavaş nöronlar bunu yapmakta sadece yeterince hızlı değil ama aynı zamanda da hafızayı da kendileri oluşturmaktadırlar. Tüm korteks bir hafıza sistemidir. Asla bir bilgisayar değil.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Yaptığımız her tercih, biz farkına varmasak bile, problemin ortaya konuş şeklinden etkilenir. Yakla...
Uykudan kaçmak imkansız... Düşün gizemini keşfetme arzusu aklımızı kırbaçlarken neden uyumayalım? ...
“1970’li yıllarda, dünyanın en önemli hafıza araştırmacılarından biri olan Elizabeth Loftus tarafınd...
11 Cevaplar Kime:“Zeka Üzerine / Jeff HAWKINS”
Hadi bakalım beynim iş yine başa düştü.. .
************************
İş hep başta zaten.
Vücut beyni takip eder.
Bu da demek oluyor ki, beynimiz en donanımlı bilgisayardan bile çok daha hızlı çalışır, değil mi? Bunu anladım da, yazıyı okuyunca hafızadan çağırma ile ilgili aklıma şu geldi; zaman zaman hepmize olur bir ismi veya herhangi başka birşeyi bilmemize rağmen o an için hatırlayamayabiliriz. Üzerinde düşünür dururuz, hatırlamaya çalıştığımızı dahi unuttuğumuz anda aklımıza geliverir, bu da sanırım beynin biz farkında olmasak da arka planda düşünmeye devam ettiğinin veya bu yazıda belirtilen gibi hafızadan çağırmasının bir göstergesi. Çok sık karşılaşırım bu durumla ve aradan 3 gün geçince bir anda beynimde şimşekler çakar “buldum” diye bağırıveririm.Çok zaman önce seyrettiğim “Savaş Oyunları” isimli bir filmde geçen kodun, şifrenin ne olduğunu tam 1 hafta sonra uykumdan uyandığım an hatırlayabilmiş ve ne çok sevinmiştim.
Uzun sözün kısası beyin gerçekten de çok enteresan…
**********************************
Bir şeyi hatırlamanın en iyi yolu zihni serbest bırakmaktır. Beyin gerçekten çok esaslı çalışan bir yapı. 24 saat durmaksızın çalışır ve biz farkında bile olmayız.
Bir gün beynin gizemini çözdüğümüzde, insanlık tarihinin dönüm noktasını yaşayacağımıza inanıyorum…
Güçlü bir hafıza çok önemli gerçekten. Zehir gbi bir hafızaya sahip insanlara hayranım. Ne yazık ki ben öyle değilim.
Her zamanki gibi çok bilgilendirici bir yazıydı. Çok teşekkürler. İznin olursa ben de bir katkıda bulunmak isterim. İstemezsen linki silebilirsin.
http://www.beyinegzersizi.com/hafiza-gelistirme/unutkanlik-nasil-meydana-gelir.html
***********************************
Biz yaşlansak da beynimizi iyi kullanmayı öğrenebilirsek beyin asla yaşlanmaz.
Beynin insan vücudu yaşamını yitirenek kadar gelişimini sürdürme yeteneği olduğuna inanıyorum.
Katkı yapma özgürlüğün olduğunu düşünüyorum.
Unutkanlıkla ilgili yazını okumak isteyenler buradan ulaşabilsinler…
Büyük bir sabırla nöronları beklemekteyim!!!!Ki, Neron’ları tanımam mümkün olsun!!!
**************************
Aslında hayatta her şey kodlanmış, ya da kodlanması için hazır bekliyor.
Bu kodları çözdüğümüzde Neron’ları tanıyabileceğimizi düşünüyorum.
insanı anlamak için beyni anlamak gerek..beyni anlasak yaratıcıyla tanışıcaz sanıyorum..
)
ve hep yeniden keşfedicez kendimizi..
blogunda olmak cok keyifli..içten bir itifar
*****************************
Sanırım yaratıcının dizaynı olan beynin içinde gizli yaratıcının kendisi.
Hadi şimdi onu kurcalayalım. ehi.
ayy itiraf yazacağıma itifar yazdığımı farkettim..bu da bir keşif sayılır di mi..
yeni keşiflere doğru yelken açmak için beyninin kıvrımlarına mozart melodileri göndermeye karar verir..gururludur…ehi
********************************
Valla Mozart dinlemek zekayı geliştiriyor diyorlar. http://www.benoyum.com/?p=1452
( Çok dinledim ama sanırım bir işe yaramıyor. )
son paragrafta sanki ortak bir hafızayla bağlantı kuran organik bir işlemciden söz ediliyormuş hissine kapıldım. aynı işlemci aynı zamanda yeni kodlar oluşturup ortak hafıya girdi sağlıyor gibi.
******************************
Sanırım nöronlarımız hem işlemci hem de bellek olabiliyorlar. Hoş bi şey.
mevlananın beyın hakkındakı düsüncelerıne ne dıyorsun??
*****************************
Mevlana’nın Mesnevi’sini okuduğumda bazı insanların yaşadıkları zamanın ötesinde olduklarını keşfetmiştim.
Sadece beyin hakkında değil, Mevlana’nın yazdığı bir çok şeyde hala insanlığın şu anki kapasitesinin ötesinde şeyleri hissedip ifade ettiğine inanıyorum.
baze ınsanların zamanda yolculuk etme kapasıtelerı var o yüzden benı sasırtmaz bu yazdıgın. ben kafanın fazla domınant olmamasından yanayım.kalp daha önemli. bu konuda da osho nun cok güzel yazıları var.
**************************
Sanırım huzur, kalp ve kafanın dengeli çalışmasında saklı.
hafızadan bir şeyleri geri çağırmak mesleki açıdan oldukça faydalı benim için. başına buyruk olanlar konusunda aynı fikirde değilim.
Başına buyruk olması geri çağıramamamızı gerektirmiyor bence.