
Geçen gün film arşivimi toparlarken Matrix’e gözüm takıldı ve matrix dosyasının üzerine çift tıklayıp ileri sardırdım ve seyretmeye başladım. Amacım bir parça nostalji yaşamaktı. O esnada Ajan Smith, Morpheus’u sandalyeye bağlamış ve Zion’a giriş şifrelerini soruyordu. Sorgu esnasında Smith, virüslerin nasıl kontrolsüzce çoğalıp, yaşadıkları yerdeki tüm kaynakları tükettiğini ve sonrasında da yeni kaynaklar aradığını anlatıyordu. Smith, bu tarife uygun ikinci canlı türünü insan olarak tanımladığında aklım çırpıklanmıştı. Daha önce seyrettiğimde bu bölümü kaçırmışım sanırım. Evet biraz etraflıca düşününce net bir şekilde haklı olduğunu anladım. İnsan doğa için bir virüstü. Doğadaki tüm canlılar kendi içerisinde mükemmel bir dengede yaşarlarken, kontrolsüzce çoğalan insan, kaynaklara saldırmak ve doğanın dengesini kendi lehine bozmak için var gücüyle savaşıyordu. O an virüs olduğumu keşfetmenin şaşırmışlığı ile gözlerim büyüdü, höyküresim geldi. Diğer yandan insanoğlu, eşsiz gördüğü aklını doğaya verdiği zararı telefi etmek için kullanma konusunda çok zayıftı. Belki de doğa dediğimiz yapı, tek başına büyük bir canlıydı. Sözünü ettiğimiz denge ise doğanın aklı neden olmasın? İsanoğlunun vücudunda zararlı yapılar ve bu zararlılarla mücadele eden antikorlar mevcut. Bu denge zararlıların lehine bozulduğunda hasta oluyoruz. Sanırım biz de doğayı hasta eden virüsleriz. ( iğrenciz ya. böğk.)Daha da korkuncu; bizim virüs diye nitelendirdiğimiz yapılar, doğanın dengesini korumak için bizi yok etmeye çabalayan antikorlar. Dünya’nın her yerinde meydana gelen bu kadar doğa felaketini ve insanı çaresiz bırakıp korkutan yeni nesil hastalıkları başka türlü nasıl açıklayabiliriz?
Sanırım insanoğlu kaynakları tüketme arzusuna gem vuramadığı sürece, doğa aklını bizi yok etmek için kullanmaya devam edecek. Daha büyük felaket ve hastalıkların karşımıza çıkmasına hazır olmalıyız. Zira tabiyatın aklı, içinde barındırdığı tüm canlıların aklından daha büyüktür…(Filmi kapatır, masanın altına saklanır, orada iniler ve garip hırıltılar çıkartır…)
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Tinin Görüngübilimi (1807) / Wilhelm Friedrich Hegel
Bir Adalet Teorisi (1971) / John Rawls
İdealist diye, yalnız kendi varlıklarının ve kendi içlerinde ardarda gelip geçen duyumların bilincin...
20 Cevaplar Kime:“Gözle görülebilen tek virüs: insan.”
Vay Canınaaa! Matrix’i izlemiştim ama bu küçük ayrıntıyı ben de kaçırmışım demek? Zaten böylesi filmleri en az iki kere izlemek gerek ki, ilkinde kaçan ayrıntıları yakalanıp, içeriğine iyice vakıf olunabilsin. Gerçekten ne kadar doğru. Şimdi düşündükçe daha iyi anlıyorum. Tabiat kendisi için zararlı olan insan virüsünü yok etmek için bir çok değişik yol deniyor. Evet, insanoğlu doğa’ya zarar veren bir VİRÜS! Eyvaah! Ama bütün virüsler aynı derecede tehlikeli değil ki: Mesela ben zarar vermemek için çok uğraşıyorum… Ama bunun ayrıtını tabiat nasıl yapacak? Korktum!

*************************
Tabiyat ayrıntılarla ilgilenmiyor.
Hepimiz cezalandırılacağız…
Benim de en çok aklıma takılan sahnesi buydu ilk izleyişimde.. Enteresan ben ne kaçırdım acaba diye düşünmeye başladım
***********************
Sanırım bi kaç defa seyretmek gerekiyor.
Daha büyük felaket ve hastalıklarla karşı karşıya kalacağımız kesin zaten. Haiti depremine bak mesela. Doğa bizi yok etmeye çalışıyor. Tüm büyük dinlere göre, bunlar kıyamet alametleri. Ne derler bilirsin, bina ile zina çoğaldığı zaman, kıyamet yaklaşıyor demektir. Asırlar sürecek çok uzun bir süreç belki bu ama o sürece çoktan girdik bence. Yapılacak birşey yok. Kaçamazsın bu gerçekten.
Bu iç açıcı yorumumun üstüne masanın altına mı yatağın altına mı saklanırsın artık, bilemem
******************************
Şu an yazdıklarımı masanın altından yazıyorum. ehi. Tabiyatın antikorları programlanmış bir şekilde görevlerini icra etmeye devam edecekler. Ta ki biz virüsler yok olana dek. ( Virüs sesi çıkartır… kısımığhh… pisiğğhnn. kıvrılır, iniler… homor, homor…
Kurunun yanında yaş ta yanar!!!
************************
Haklısın. Fakat benim anlayamadığım; yaşların yanında kurunun da yanması…
İnsan virüsüne sesleniyorum: “sen doğayı yalnız mı sandın? Onun öyle büyük güçlü kuvvetli bir babası var ki, seni bir hamlede yok eder yaa, gördün mü bak!” Aklını başına al, almazsan o senin aklını başına devşirir de, yelin nerden geldiğini bilemezsin…”
***************************
Doğa işini bitirdiğinde; insanoğlunun aklını başına devşirecek fırsatı olacak mı bilmiyorum…
Kurunun yanında yaş yandıktan sonra, yaşın yanında kuru pekala yanar! Akıllımmmm!!!
********************************
Yanınca ısınacağız kanımca.
Küresel ısınacağız…
Bir Nuh Tufanı daha yaşamamıza ne kadar zaman kaldı? Zamanı geldi mi?
*****************************
Böyle giderse bizler göreceğiz…
Çünkü devamlı error veren bir harddiske döndü ortam, acilen yeniden formatlamak gerekiyor. Dünyanın formatını da işte böyle Nuh Tufanı gibi bir akibet yapacak öyle değil mi?
*********************************
Yeni işletim sistemini merakla bekliyorum. Umarım Windows 7 gibi hoş olur.
oh sıcacık olacak!
*********************
Yaşasın iliğimiz ısınacak. Kemiklerimiz gülümsicek. oh.
tamda yazıyı okurkene elmamdan kurt çıktı..sonunu okumadan hemencik bi yorum atayım dedim..yorum attıktan sonra yazının sonunuda okuyum bari dedim
) antivürüsleri geri alıyorum
*******************************
Olsun. Hayat böyle ehi.
bişey rica edebilirmiyim..blogunda sağ tarafta bulunan şu “takvimde yazı bulun” kodunu verebilirmisin?
*****************************
Blogu wordpress ile yaptım. Bu özellik wordpress içinde bir plugin. Başka bir yere eklemek insanı felsefeye sürükleyebilir. PHP ile yazılmış. Eğer wordpress kullanıyorsan görünümden bileşenlere geçip takvimi yan menüye ekleyeceksin.
toplumlar layık olduğu şekilde yönetilirler. bu sözden yola çıkarsak 3. önermede bunların hepsini hak ediyoruz.ben demiştim… çık oradan ve şerefinle öl…hahaha
*******************
Bekliyorum… Huzura kavuşmayı. ehi.
Kendine haksızlık etme bence sen iyi bir virüssün.Senin gibi olan virüslere doğa dokunmasın.
**************************
Doğa süpürür.
Ve süpürürken neyi süpürdüğüne bakmaz.
Arada kaynıcaz sanırsam.
Windows7 işletim sistemi gerçekten hoş mu? Bilgisayarımızı kasmaz değil mi? Ben şu anda XP kullanıyorum. (Pentium 4 CPU 3.00 GHz işlemci, 2.00 GB RAM, 80.00 GB HDD 128 MB Ekran kartı) Bu sisteme win7’yi yüklesem olur mu? Biraz özel oldu, hem özür dilerim, hem de teşekkür ederim.
*****************************
Bence şık bir işletim sistemi. Microsoft ilk defa işletim sistemi yapmış ehi. Daha az kaynak tüketiyor ve daha stabil. Üstelik sürücü problemleri minimize edilmiş. Ben dizüstü bilgisayarımda da kullanıyorum ve oldukça memnunum. Ultimate versiyonunda güvenlik için hoş araçlar mevcut.
Bilgisayarının özellikleri Windows 7 çalıştırmak için müsait.
Bu arada anakart destekliyorsa bellek takviyesi yapmak hoş olur. Bellekler epeyce ucuzladı.
Virüslerden temizlenmenin imkanı yok. Bir taraftan yok edersiniz, o da bir taraftan ürer. Önemli olan üreyen (kötü huylu dişi olan) virüsün beyin gibi komuta merkezinde, idare yerinde olmamasını sağlamak…
***************************
Bi kere virüs bulaştığında tüm kaynakları ele geçirir.
Belli bir süre sonra komuta merkezinin kendisi virüs olur.
doğa da böylece “insan gribi” mi olmuş oluyor?
)
**********************
Bi nevi.
Önerileriniz için çok teşekkür ederim. Biraz sohbet, biraz mizah ve derken gerçeklerimizi de ihmal etmiyoruz sanırsam!
**************************
Üzerine gerçek serpilmiş mizah gibisi yoktur.
ve yüzüne tükürebilinen tek virüste insan….
**********************
insanın yüzüne antikor püskürtmek daha hoş olur. ehi.
insan olmak bana yakışmıyor!
İnsanlar çok tehlikeli varlıklar. Korunmayı bilmeli.