
Dün akşam dolunaya baktım uzun bir süre.
Kurt adama dönüşmeyi bekledim ama olmadı.
Kıllanasım geldi, dişlerim sivrilsin istedim…
Olmadı…
İnsan olarak dünyaya gelişime bir katkımın olmadığını farkettim.
Bu edilgen halim bir mahkümiyet duygusunun tohumunu ekti içime…
Sonra Jean Paul Sartre’nin lakırdıları aktı zihnimden:
“İnsanlığın özgürlüğe mahkum olduğunu söylüyorum.
Mahkum, çünkü kendi kendini yaratmadı ama yine de bağımsız ve bu dünyaya atıldığı andan itibaren yaptığı her şeyden sorumlu…
İnsan tutkularından sorumlu.”
Belki de tutkularımdan sorumlu olmadığım zaman dişlerim sivrileşecek…
Metamorfozu bekliyorum…
Bir dahaki dolunaya, neden olmasın?…
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
İyinin ve doğrunun teorisidir pragmatizm (Faydacılık). Fakat faydacılığı kazıdığımızda altından epik...
Şu anki ruh halimi algılamak istiyorsanız indirip seyrediniz... Ruh Halim Ruh Halim
* Önce zorunlu olanı istemek, sonra da istenileni sevmek gerekiyor. Amor Fati, yazgını sev. 'Böyle o...
3 Cevaplar Kime:“Kendine mahkum…”
Yazılalı epey olmuş ama ben bu bölümleri yeni keşfettim.İnsanların, kendi tutkularına mahkum olması o kadar da kötü bir şey değil…Hele ki bu tutkulara tutulmayı kendisi seçmişse…
**************************
Bazen tutkuyla gitmeli tutkuların üzerine.
“ay büyüyor, tam yüreğimde…”
Ay büyüsün, yüreğin büyüsün. Büyüsün hayat.