Elektromanyetik dalga teoremi ile beynin dehlizlerine yolculuk..

Okulda en ruh emici ders elektromanyetik teoriydi. Dersin her dakikasında ızdırap çektiğimi ifade edebilirim. Ölü sazan balığı bakışlı bir öğretmenin, tebeşir kullanarak tahtayla yaptığı sıkıcı ve tekdüze bir savaştı ders. Olayın bütününü kavrayamamız için öğretmen, her fırsatta bizi elektron boşluklarına sokuyor sonra orada sersemlettiği dimağımızı elektromanyetik indüksiyona tabi tutuyor ve artık kevgire dönmüş beynimize Maxwell denklemlerinin iğnelerini batırıyordu. Öğrencilerin bunalıp nefes alamaz hale geldiğini hissettikçe sinsi gülümsemesine engel olamıyor ve can çekişen yaralı bir hayvana son darbeyi vururcasına elektromanyetizmanın kovaryant formunu körpe bilinçlerimize doğru kusuyordu. Dersi izlerken O’nun aslında uzaylıların insanları cezalandırmak için gezegenimize gönderdikleri bir robot olabileceğini düşünürdüm. Çok az bir miktar rahatlamama yardımcı olurdu bu düşünce. Fakat uzaylılar salak olamazlardı, bu kadar feci bir dizayn uzaylıyı bile utandırır ve seri üretime geçmez uzaylı. Olsa olsa O, köyün delisi olabilirdi. Evet evet bu daha mantıklı bir yaklaşımdı. Gerçek hocanın elini kolunu bağlayıp, elbiselerini alıp kimliğini çalmış ve bir mahsene kapatmıştı. Zavallı gerçek hoca mahsende çürürken O elektromanyetik teorinin dışkılarını üzerimize sıvıyordu. Sanırım köyün delisi yüzünden olsa gerek elektromanyetik teori deyince aklıma sadece karşıdan karşıya geçmekte zorlanan yaşlı bir kadına yardım eden negatif yüklü iyonlar gelmekte. (Nasıl yani? ) Oysa öğretmenimiz Adam Fawer olsaydı köyün delisinin dört senede anlatamadığını şu şekilde özetleyecekdi :

Heinrich Hertz adında bir Alman fizikçi radyo dalgalarının, dalga boyları insan gözüyle görülemeyecek kadar uzun olan bir elektromanyetik radyasyon olduğunu buldu. Görünür ışık bir tür elektromanyetik radyasyondur, ama tayfın sadece küçük bir kısmıdır. Elektromanyetik radyasyon sadece evrenin temel yapı taşlarından bir olan fotonlardan oluşur. Fotonlar özde saf enerjidir. Kütleleri yoktur ve her zaman ışık hızında hareket ederler: Saniyede 300,000 km. Tüm elektromanyetik dalgalar, boşlukta aynı hızla yayılır. Elektromanyetik radyasyonun insanlar ve makineler tarafından nasıl algılandığıysa, işin içinde kaç tane foton olduğuna ve bunların nasıl hareket ettiğine bağlıdır.

Dalga ne kadar hızlı hareket ederse, bir saniyede oluşan dalgalanmanın sayısı da o kadar fazla olur. Bu sayı frekans olarak bilinir ve Hertz cinsinden ölçülür.

Sıfır Hertz’de piller veya doğru akım üreteçleri tarafından üretilen elektrik vardır, çünkü doğru akımda dalga değil, sadece sürekli elektrik akımı vardır. 3 ile 30 Hertz arasındaki frekanslar ELF ya da Aşırı Düşük Frekans olarak bilinirler ve alternatif akımı iletmek için kullanılırlar. İnsan kulağı aşırı düşük frekansın üst kısımlarını ve 20 Hertz ile 20.000 Hertz arasındaki Süper Düşük, Ultra Düşük ve Çok Düşük frekansları duyabilir. Frekans artıkça ses de incelir. Erişkin erkek sesi genellikle 85 ile 155 Hz. arasında, erişkin kadın sesi ise genellikle 165 ile 255 Hz arasındadır. Diğer yandan frekansları duyma aralığı yaşa göre de farklılık göstermektedir. (http://www.ultrasonic-ringtones.com) Aslında duyulan radyasyon değildir. Hava moleküllerine çarpan fotonlar onların titreşimine neden olur. Duyduğumuz işte o hava moleküllerinin tepkisidir.

Elektromanyetik tayfın geri kalanını incelemek gerekirse: 30 ile 300 Khz arasındaki frekanslar LF ya da Düşük Frekanslardır. Bunlar navigasyon uydularında kullanılır. Bunun üzerinde, 300 ile 3.000 Khz arasındaki AM ve MF yada Orta Frekans gelir.

Tesla ses dalgalarını havada ışık hızıyla giden elektromanyetik radyasyona dönüştüren bir aygıt tasarladı. Sinyalin yayınlandığı frekansa ayarlanmış bir radyo da o elektromanyetik radyasyonu yeniden ses dalgalarına dönüştürecekti.

Radyo, elektromanyetik dalgaların yüksekliğini, yani genliğini ses dalgalarına dönüştürür. Zaten AM radyonun adı da buradan geliyor. Genlik modülasyonu. Yani radyonuzu 1010 WINS Radyosuna ayarladığınızda aslında 1010 Khz  frekansındaki bir elektromanyetik radyasyona ayarlamış oluyorsunuz, cihaz da genlik modülasyonlarını duyulabilir sese çeviriyor. Ve ışık hızı saniyede 300.000 km olduğuna göre, herkesin radyosu pratikte yanını aynı anda alıyor.

3 ila 30 megahertz arasında kısa dalga radyo yayınlarının yer aldığı Yüksek Frekans vardır. Ardından 30 ile 300 Mhz arasında FM, yani Frekans Modülasyonu kullanan radyo yayınlarının ve bazı televizyon kanallarının yer aldığı VHF ya da Çok Yüksek Frekans gelir. Sonra 300 ila 3.000 Mhz arasında diğer televizyon kanallarının yer aldığı UHF- Ultra Yüksek Frekans vardır. 3 ile 30 Gigahertz arasında Süper Yüksek Frekans, yani mikrodalgalar yer alır. Ve son olarak da, 30 ile 300 Ghz arasındaki radyo astronomi sinyalleri bulunur. Ve bu da radyo frekanslarının sonu demektir. Ama elektromanyetik tayfın sonu demek değildir. 300 Ghz ile 400 Terahertz arasında çıplak gözle görülmeyen kızılötesi ışık vardır. 400 THz ile 800 THz arasında ise hepimizin bilip sevdiği görünür ışık yer alır. Işığın rengini frekansı belirler. Mesela kırmızı 405 ile 480 THz arasındadır. Ondan sonra ise sırası ile morötesi ışık, X ışınları ve son olarak da Gamma ışınları gelir.

Sonuç olarak elektromanyetik radyasyon, dalga halinde hareket eden fotonlar demenin daha süslü bir yoludur.

Şimdi buraya kadar okumayı başardıysanız bu temel bilgilerin konumuzla ne alakası olduğunu ifade etmek istiyorum. Esas konumuz, elektromanyetik teori ile beynimiz arasındaki gizemli ilişki.

Aslında tüm nörolojik fonksiyonlar bio-elektromanyetik faaliyetlerin ötesinde bir şey değildir. Yani beynimiz aslında bio-elekromanyetik bir mekanizma. Dolayısı ile tüm düşünce yapımız, duygularımız, bilincimiz aslında elektromanyetik teorinin temel kuralları dahilinde faaliyet göstermektedir. Bahsi geçen konu, Tesla’nın ölmeden önce üzerinde çalıştığı telegüç ışını konusuyla dolaylı olarak alakalı bir durum. Zira Tesla elektromanyetik radyasyonun iletimi ve dönüşümü ile ilgileniyordu. Fakat hala konu üzerinde yapmış olduğu çalışmaların notlarının nerde olduğu bir muammadır.

Diğer yandan fareler üzerinde yapılan deneylerde belli bazı kimyasal hormanların artırılması ve düşük frekanslı radyo dalgaları ile farelerin çok yüksek bir yerden atlaması (intihar etmesi) sağlanılmış, buna gerekçe olarak fare beyninde oluşan aşırı depresyon izleri sebep olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Aslında beyin kontrol çalışmalarının kökleri Hitler Almanya sına kadar uzanıyor. Öyle anlaşılıyor ki 2. Dünya savaşını müteakip Almanya’dan kaçan bilim adamlarına kucak açan ABD ve Rusya cereyan eden soğuk savaş esnasında boş durmamış ve birer fanteziden öteye gitmemesi gereken düşüncelerini hayata geçirmişler. Zihin kontrolü alanındaki gelişmelerin ilk ipuçlarını, 1969 yılında Dr. Delgado’nun kaleme aldığı “Beynin fiziksel kontrolü-Psiko-medeni bir topluma doğru” adlı kitapta buluyoruz. Delgado, beynin içine soktuğu tellerle (elektrot) beynin muayyen bölgelerini uyarıyordu. Örneğin beyninin bir noktasını uyararak parmaklarının büzülmesini sağladığı hastasına parmaklarını aç dediğinde hastasından “Doktor, sanırım sizin elektriğiniz benim irademden daha güçlü” cevabını alıyordu.

Diğer yandan Walter Boward imzalı Beyin Kontrol Harekatı kitabı ise gelinen noktayı bir nebze olsun aydınlatıyordu. Boward, aynen şunları yazıyordu: “Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir. CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yeni tip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harp görünmez, muharebe sahası ise insan zihinleridir.” Diğer bir deyişle kan dökmeden zafer kazandıracak görünmez silahlar. İz yok, delil yok, dolayısıyla suç yok… Kirli emelleri için ne kadar da uygun bir yöntem.

İnsan beynini kontrol altına almayı kafalarına koyan mihraklar elektromanyetik dalgaların yanı sıra birçok masum(!) yöntemi de kullanıyor. Bunlardan en çok bilineni göz ve kulağın algı alt ve üst sınırlarına göre yapılan yayınlar. Bilindiği gibi duyabildiğimiz tüm ses, en düşük bastan en yüksek tize kadar 16 ilâ 20000 hız arasında. Yani bütün ses dalgaları arasında iğne ucu kadar bir aralık. Bu değerlerin altındaki ve üstündeki sesler insan kulağı tarafından pas geçiliyor fakat beyin tarafından algılanıyor. 1974 yılında Amerikalı bilim adamı Joseph Sharp bir askerî hastanede bir kişinin beynine başkaları duymadan ses göndermeyi başardı. Bu yöntemde hasta mesajı gönderene karşı koyamıyor çünkü beyninin algıladığı sesleri kulakları duymuyor. Bu yöntem gizli telkinlerde çok kullanılıyor. Şuuraltı telkin için en iyi yöntem ise müziğin gerisine psiko-akustik denilen özel metotlarla telkin mesajları kaydedilmesi. Velhasıl sesler gaipten değil özel cihazlardan geliyor.

Sonuç olarak : Hepimiz, şu anda bu yazıyı yazan ben dahil olmak üzere içinde bulunduğumuz ruh halinin, duygularımızın, hislerimizin gerçekten tam anlamıyla bize ait olup olmadığını, kaynağının sadece biz olduğunu tam olarak asla bilemeyeceğiz. ( Tiz bir ses duyar ve sabit bir noktaya bakmaya başlar…)

Bilgi Paylaştıkca Çogalır...

4 Cevaplar Kime:“Elektromanyetik dalga teoremi ile beynin dehlizlerine yolculuk..”

  1. imagine says:

    “anti ses/ters ses” diye birşey okumuştum bi yerde, mevcut sesin tersi frekans yayarak sesi siliyormuş. bu tarz izinsiz bilinçaltı mıncıklamalarına karşı kullanılabilir mi diye düşündüm.

  2. Bu konuda çalışmalar çok ilerledi.Gelen ses dalgasının şeklini, yani yok etmeyi amaçladığımız ses kaynağının çıkaracağı sesi önceden bilmemiz, sonra buna göre uygun dalgayı oluşturup üzerine göndermemiz gerekir. Hem de bunu, yola çıkmış olan dalga bulunduğumuz konuma ulaşıp da geçmeden önce yapmış olmamız gerekiyor. Bunu yaparsak ses kaynağının oluşturduğu sesi duymayız. Ancak ciddi bir teknoloji ve masraf gerektirecek bir işlem. Kulak tıpacı kullanmak çok daha ucuz bence. :)

  3. ben biliyorum: bir çoğu kesinlikle bana ait değil ancak bunu kanıtlayacak delilim yok.

  4. Olsun hayat devam ediyor. :)

Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[+] kaskus emoticons nartzco

İfade eklemek için tıklayınız.

SmileBig SmileGrinLaughFrownBig FrownCryNeutralWinkKissRazzChicCoolAngryReally AngryConfusedQuestionThinkingPainShockYesNoLOLSillyBeautyLashesCuteShyBlushKissedIn LoveDroolGiggleSnickerHeh!SmirkWiltWeepIDKStruggleSide FrownDazedHypnotizedSweatEek!Roll EyesSarcasmDisdainSmugMoney MouthFoot in MouthShut MouthQuietShameBeat UpMeanEvil GrinGrit TeethShoutPissed OffReally PissedMad RazzDrunken RazzSickYawnSleepyDanceClapJumpHandshakeHigh FiveHug LeftHug RightKiss BlowKissingByeGo AwayCall MeOn the PhoneSecretMeetingWavingStopTime OutTalk to the HandLoserLyingDOH!Fingers CrossedWaitingSuspenseTremblePrayWorshipStarvingEatVictoryCurseAlienAngelClownCowboyCyclopsDevilDoctorFemale FighterMale FighterMohawkMusicNerdPartyPirateSkywalkerSnowmanSoldierVampireZombie KillerGhostSkeletonBunnyCatCat 2ChickChickenChicken 2CowCow 2DogDog 2DuckGoatHippoKoalaLionMonkeyMonkey 2MousePandaPigPig 2SheepSheep 2ReindeerSnailTigerTurtleBeerDrinkLiquorCoffeeCakePizzaWatermelonBowlPlateCanFemaleMaleHeartBroken HeartRoseDead RosePeaceYin YangUS FlagMoonStarSunCloudyRainThunderUmbrellaRainbowMusic NoteAirplaneCarIslandAnnouncebrbMailCellPhoneCameraFilmTVClockLampSearchCoinsComputerConsolePresentSoccerCloverPumpkinBombHammerKnifeHandcuffsPillPoopCigarette