
Karadeniz fıkrası :
Temel ile Dursun Amerika’da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı alınır.
Çok katlı bir binada yangın çıkmıştır.İtfaiyeci merdiveni çalışmaz …
Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır. Temel aşağıda bekleyen Dursun’un
kucağına çocukları atmaya başlar. Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma
koyar. Bir çocuk, iki cocuk, üç cocuk, derken beşinci, zenci çocuktur .. .
Temel bırakır, Dursun yakalamak icin kollarını açmaz. Çocuk paat yerde. Bir
zenci cocuk daha… Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde.. Üçüncü
zenci çocukta Dursun yukarı bağırır;
– Yanıları atma ! yanıkları atma !
Retorik Yaklaşım :
Bu fıkrayı okuduğumda içimi tarifi imkansız bir hüzün dalgası kapladı…
Şu an o iki masum sevimli zenci yavrucağı düşünüyorum.
Yerçekiminin etkisi ile düşerken çıkardıkları o tok ses kulağımdan gitmiyor.
Dursun’un Allah belasını versin. Dursun orada durmasın lütfen.
Fıkrayı, retorik bir yaklaşımda yeniden ele almak istiyorum…
*****************************************
Temel ile Dursun Amerika’da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı
alınır. Çok katlı bir binada yangın çıkmıştır.İtfaiyeci merdiveni çalışmaz …
Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır. Temel aşağıda bekleyen Dursun’un
kucağına çocukları atmaya başlar. Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma
koyar. Bir çocuk, iki cocuk, üç cocuk, derken beşinci, zenci çocuktur …
Temel bırakır, Dursun yakalamak icin kollarını açar ve sıkıca kavrar zenci çocuğu.
Korkmuştur zenci çocuk. Onun şefkata muhtaç yanaklarını öper koklar Dursun. Zenci çocuk gülümser. Dursun,
-” Renk farkın önemli değil. Sen siyah olsan da seviyoruz seni. Biz Türküz zenci beyaz ayırımı yapmayız. Hmm, nasıl desem?..Sıra o ayırıma gelmez. ehi.” der gülümseyerek.
Zenci çocuk,
-” Amca senin kayış atmış sanırım. Yoksa sen fıkralarda hoyratça kullanılan o masum Karadenizli misin?. Aman Tengrim kök Tengrim ! Ha bu arada ev yanıyo amca bırak muhabbeti yukarda kardeşim var onu da tut. Bakınma malak gibi.. Şşttt amca … Ne oldu sana? Neden gözlerin doldu?” der.
Dursun,
-” Sen benim kendime gelmemi sağladın. Hep kullandılar beni… Evet evet, umarsızca sömürdü alçaklar…Maymun ettiler beni maymun… Aaağğkkkk… Ama farkına vardım artık..” der ve “Temeeelll ! Teeemeeelll ! Hanzo adam, seni sığır çobanı! Bizi kullanıyorlarmış… Sen hala farkında değilsin. Biz şu an fıkradaymışız. Gülüyorlarmış bize Temel. Bizi gülünç duruma sokup sokup gülüyorlarmış… Kara bahtım kör talihim. Çabuk son çocuğu at ve yanıma gel. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak artık Temel ! Pişmiş değil elindeki çocuk . Zenci o. Derisi siyah renkli ama bu onun pişmiş olduğu anlamına gelmez. Artık biliyorum bunu.” diye bağırır yukarı.
Temel ise şaşkın bir tavırla,
-“Ama nasıl olur? Sen Yanıkları atma ! yanıkları atma ! demiyecek miydin be adam” der.
Dursun’un kafasında şimşek çakar…O an anlar Dursun tek başına kandırıldığını. Boğazına bir şey düğümlenir. Haykırmak ister ama sadece fıslayabilir.
-“Evetttt der içinden. Tabii yaaaa… Temel de biliyor fıkrada olduğumuzu. Ama neden karşı çıksın ki Temel? Çocuğu tutmayarak salak durumuna düşen benim…. Şimdi her şey daha iyi anlaşılıyor. Ah akılsız kafam ahhh. diye iç geçirir Dursun ve kükrer akabinde :
– Bittin sen Temel bittin !!!….
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Yapılan araştırmalar aşkın beyin kimyasını değiştirdiğini ortaya koyuyor. Londra Üniversitesi Nörobi...
30"Gazi, Dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 Şubat 1921." Gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altı...
New York şehrinde bir ofiste iki elektronik mühendisi oturuyordu. Biri Los Angeles'daki bir meslekta...
2 Cevaplar Kime:“Karadeniz fıkralarına retorik bir yaklaşım …”
“Dursun’un Allah belasını versin” bu cümleden sonrasını okumadım zira rahmetli babamın adıydı Dursun. hiç sevmezdi gerçi adını ama… kötü oldum işte
Fıkraydı bu gülünecekti.