
“Kişisel özgürlük ile devlet kontrolü arasındaki doğru denge nedir? John Stuart Mill 1859’daki yazısında bunu ‘geleceğin sorusu’ olarak ifade eder ve düşünceleri bu konu hakkındaki en önemli kanaat olarak günümüze kadar gelmiştir. Mill, en ünlü eseri olan Özgürlük Üzerine’nin girişinde, ‘Herhangi bir kabul görmüş genel ilkenin yokluğu yüzünden, özgürlük genel olarak alıkonulması gereken yerde tanınmış, tanınması gereken yerde alıkonulmuştur’ diye yakınır. Mill bu karışıklığı düzeltme arayışına girdi ve kitabı bireysel özgürlüğün meşru kapsamını ve devletin sınırlarının ana hatlarıyla çizmesi bakımından Adam Smith’in Ulusların Zenginliği’nin politik muadili haline geldi.”
“Mill, özgürlüğün bireyin çiçek açmasına imkân sağlayacağını ama bütün sorular tartışmaya açık olacağı ve dolayısıyla ilerlemeler çok daha kolay gerçekleşebileceği için, bütün bir toplumun da kendi potansiyelini gerçekleştirmesine yol açacağının savunur. Sonuçta, yaşamın bütün veçheleri daha geniş bir özgürlükten yararlanacaktır.”
“Bir ulus sadece düzen ve otoritenin dayatılmasıyla değil, ancak açık tartışmadan kazanacağı çok şey olduğunu görüp bunu serbest bırakarak büyük bir ulus haline gelir. Aslında büyük zihinleri en müthiş ilerlemeleri ortaya çıkarmaları için özgür bırakan da budur. Mill, bir ulustaki tuhaflık miktarının, o ulusun içerdiği ‘deha, zihinsel zindelik ve ahlaki cesaret’in aynası olduğunu yazar.”
“Hiçbir kişinin sırf sarhoş olduğu için cezalandırılması gerekmez ama bir asker ya da polis görev başında sarhoş olduğu için cezalandırılmalıdır. Özetle, ne zaman bir birey ya da toplum için kesin bir zarar veya kesin zarar riski olur, mesele o zaman özgürlük alanından çıkar ve ahlak ya da hukukun alanına girer.”
“Medeni bir topluluğun herhangi bir üyesine kendi isteği dışında meşru olarak uygulanabilecek erkin tek amacı, başkalarının zarar görmesini engellemektir. Onun kendi iyiliği, ister fiziksel ister ahlaki, yeterli bir gerekçe değildir. Kendisi için daha iyi olacak diye, bu onu daha mutlu kılacak diye, diğerlerinin açısından daha mantıklı hatta doğru diye bir şeyi yapmaya ya da ondan kaçınmaya meşru olarak zorlanamaz.”
“Adına hak eden biricik özgürlük, kendi çizdiğimiz yolda kendimiz için iyi olanın peşinde koşmaktır; yeter ki başkalarını bunlardan yoksun bırakmaya kalkışmayalım ya da onların bunu elde etme çabalarını engellemeyelim.”
“Birey eylemlerinden dolayı, bunlar kendisinden başka hiçbir kişinin çıkarlarına dokunmadığı sürece, topluma karşı sorumlu değildir. Başka insanlar tarafından verilen nasihat, talimatlar ile ikna çabaları ve sakınmalar, şayet onlar bunun kendi iyilikleri için gerekli olduğunu düşünüyorlarsa toplumun bu eyleme karşı hoşnutsuzluk ve memnuniyetsizliğinin haklı zemine ifade edebileceği biricik önlemlerdir.”
“Bireyselliğinin gelişimiyle orantılı olarak her kişi kendisi için daha değerli bir hale gelir ve bundan dolayı da başkaları için daha değerli olmaya layık olur.”
“Bir kişinin eylemlerine, başkalarına doğrudan zarar vermediği sürece izin verilmesi zorunludur. Her açık toplumda öncelik özgürlük olmalıdır, insanların yararınaymış gibi görünen politikalar değil.”
John Stuart Mill
İngiliz filozof (1806-1873)
John Stuart Mill, klasik düşüncelerin yayılmaya başladığı dönemde yetişen ekonomistlerden biri olan James Mill’in oğludur. John S. Mill 1806 yılında Londra’da James Mill’in ilk oğlu olarak doğmuştur. James Mill, oğlu John Stuart Mill’i küçük yaşta insan üstü bir eğitime tabi tutmuş, 10 yaşına kadar felsefe ve sosyal bilimler öğrenen John S. Mill, 14 yaşında zamanının iktisat bilimini bilen bir kimse haline gelmiştir. Küçük yaşta felsefe ve ekonomi ile ilgili yayın yapmaya başlamış ve 1848’te yani D.Ricardo’nun aynı adı taşıyan yapıtından 30 yıl sonra Principles of Political Economy (Ekonomi Biliminin İlkeleri ) adlı yapıtını yayınlamıştır.
John S. Mill hayatının birinci yarısı bireyci iken, ikinci yarısında sosyalizme doğru kaymıştır. Ancak, kişi özgürlüğüne bağlılığını hiçbir zaman bırakmamıştır. Onun sosyalizmi liberal bir sosyalizm olarak nitelendirilebilir. Bu yüzden kendisini ekonomik düşünceler tarihinde kararsız bir ekonomist olarak niteleyenleri de görebiliriz. John S. Mill’in aldığı eğitiminde etkisi ile faydacı ( Utilitarist ) felsefeye bağlı kalmış; Ancak, Saint Simon ve August Comte onun bakış açısının genişlemesinde etkili olmuşlardır. 1848’de yayınlanan ve daha sonra çeşitli baskıları da yapılan Priciples of Political Economy ( Ekonomi Biliminin İlkeleri ) adlı yapıtı uzun yıllar İngiliz Üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
Gelir bölüşümündeki eşitsizliklere değinerek önerdiği sosyal ıslahat programı daha çok sosyalist düşüncelere özgü bir nitelik taşımaktadır. John S. Mill bu programda; ücret sisteminin üretim kooperatifleri ile ikame edilmesine, arazi rantının vergilerle sosyalize edilmesine, miras hakkını sınırlandırarak servet bölüşümündeki eşitsizliğin kaldırılmasını önermektedir.
John S. Mill kendisinden önceki klasikler gibi ferdiyetçidir; yaşamının ikinci yarısında sosyalizme’e kaymasına rağmen ferdiyetçi kalmıştır. Ona göre insanların temel gereksinimleri her yerde aynıdır. Bütün insanlar için geçerli ekonomik ilkeler vardır. Örneğin, her insan iyiyi arar. Fenalıktan kaçar, zengin olmak ister. Bu eğilim ferdiyetçiliğin esasıdır. Fertlerin kendi çıkarlarına göre hareket etmeleri, başkalarının zararına çalışmaları demek değildir. Kişi çıkarını en iyi biçimde sağlayacağına göre gideceği yolun seçimi kendisine bırakmalıdır.‘’ Bırakın Yapsınlar! ‘’ ilkesi pratik bir ilkedir. John S. Mill, R. Malthus’un nüfus teorisinin bazı düşüncelerine esas olarak almıştır. Ona göre, işçiler nüfus artışını hızlandırmakla sefaletlerini bizzat kendileri hazırlamaktadır. Bu görüşü özgürlük ilkesinden vazgeçerek, fakirler arasında evlenmelerin yasaklanmasını isteyecek kadar ileri götürmüştür. Aynı zamanda John S. Mill kendisinden önceki fiyat teorisini bazı bakımlardan tamamlayan düşünceler ileri sürmüştür. Ona göre, piyasa fiyatı arz ve talebe göre oluşur; başka açıdan, piyasa fiyatı arz ve talebi etkileyen en önemli öğelerden biridir. Daha sonra, John S. Mill, emek arz talebine göre piyasada oluşan ücret haddinin işçinin asgari geçim haddine eşit olan emek maliyetine eşitleneceğini açıklamıştır. Bu açıklamada ücretlerin teşekkülüne işçiler tarafından veya kanuni hiçbir müdahalenin bulunmadığı varsayılmaktadır .
Başlıca Eserleri
* On Liberty: Representative Government : The Subjection of Women , London : Oxford University Press , Geoffrey Cumberlege , 1912 – 1952 .
* Utilitarianism ( Oskar Piest, ed ) , Indianapolis , Bobbs – Merrill , 1957 .
* Principles of Political Economy , New York , D. Appleton and Company, 1909 .
* Essays on Ethics , Religion and Society , Toronto : University of Toronto Press , 1969 .
* On Liberty ( C. V. Shields, ed. ) , Indianapolis, Bobbs – Merrill , 1956 .
* Nature and Utility of Religion , Indianapolis , Bobbs-Merrill , 1958 .
* Dissertations and Discussions : Political , Philosophical and Historical , London : Longmans , Green , Reader and Dyer , 1867 .
* Essays on Politics and Culture , Garden City , N. Y. Doubleday , 1962 .
* Essays on Economics and Society ( J. M. Robson , ed. ) , Toronto: University of Toronto , 1967 .
* Considerations on Representative Government , New York , Henry Holt and Co. 1874 .
* Essays on Equality , Law and Education ( J. M. Robson, ed. ) , Toronto: Buffalo : University of Toronto Press, 1984 .
Kaynak: https://www.beyaztarih.com/ansiklopedi/john-stuart-mill