New York şehrinde bir ofiste iki elektronik mühendisi oturuyordu. Biri Los Angeles’daki bir meslektaşıyla yaptığı telefon görüşmesini henüz bitirmişti. O telefonda konuşurken diğeri hayal kuruyor ve düşünüyordu. Birden tuhaf bir gerçeği fark ederek, “Biliyor musun?” dedi, “Karşıdaki muhtemelen senin sesini Los Angeles’dan, benim bu odada seni duyduğumdan daha önce duymuş olabilir. Çünkü telefon kablosunda iletilen sinyallerin hızı ışık hızına yakınken, sesinin bu oda içeridinde dolaşıp benim kulağıma ulaşması sadece ses hızında gerçekleşiyor. Bu yüzden karşıdaki benden önce senin ne dediğini biliyordu.
O akşam mühendislerden biri bu olayı hatırladı ve akşam yemeğinde karısına anlattı. “Biliyor musun?” dedi, “Eğer şu anda Los Angeles’daki biriyle telefonla konuşsam ve sen de aynı odada benim karşımda oturuyor olsan, Los Angeles’daki kişi benim sesimi senden daha önce duyacaktı.” Karısı ilgisiz bir şekilde “Mutlaka” diye cevap verdi. “Mutlaka mı?” dedi adam biraz sinirlenmiş halde. Yani bunu zaten bildiğini mi söylüyorsun?” “Tabii ki” dedi kadın. “Herkes Los Angeles’da saatlerin üç saat ileride olduğunu bilir.”
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Onu ilk gördüğümde gözlerimi ondan alamadım... "Ne kadar da büyük !", dedim içimden, Yerde par...
İnsanoğlu, ilk insandan şu anki durumuna gelene kadar geçirdiği süreçte ciddi değişikliklere uğradı....
Çoğunluk, demokrasiyle beslenerek, kalabalığın diktatörlüğü haline geldiğinde; bunun bedelini azınlı...
6 Cevaplar Kime:“Hız ve Zaman”
ahahahah
bunu okuyunca aklıma şu fıkra geldi: (tam değil ama benzer)
“Fizikçi, matematikçi, kimyaci, jeolog, antropologdan olusan bir heyet bir arastirma için arazide bulunmaktadir. Birden yagmur bastirir. Hemen yakindaki bir arazi evine siginirlar. Ev sahibi bunlara bir sey ikram etmek için biraz ayrilir. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanir. Soba yerden 1 m kadar yukarda, altindaki dizili taslarin üzerindedir. Sobanin niçin böyle kurulmus olabilecegine dair bir tartisma baslar.
Kimyaci, “”adam sobayi yükselterek aktivasyon enerjisini düsürmüs,böylece daha kolay yakmayi amaçlamis.””
Fizikçi, “”adam sobayi yükselterek konveksiyon yoluyla odanin daha kisa sürede isinmasini saglamak istemis.””
Jeolog, “”burasi tektonik hareketlilik bölgesi oldugundan herhangi bir deprem aninda sobanin taslarin üzerine yikilmasini saglayarak yangin olasiligini azaltmayi amaçlamis.””
Matematikçi, “”sobayi odanin geometrik merkezine kurmus, böylece de odanin düzgün bir sekilde isinmasini saglamis.””
Antropolog, “”adam ilkel topluluklarda görülen atese tapmanin daha hafif biçimi olan atese saygi nedeniyle sobayi yukariya kurmus.””
Bu sirada ev sahibi içeri girer ve ona sobanin yukarda olmasinin nedenini sorarlar.
Adam cevap verir: “”Boru yetmedi.”
Evet algıda seçicilik var. İnsanlar her zaman en iyi bildikleri konu üzerinden hayata bakmayı seviyorlar.
Bu arada adam iyi ki evin çatısını alçaltmak yerine sobayı yükseltmiş. Bence bunu yapacaklar da çıkabilirdi.
sayın benoyum,bugün ales’e girdim ve yine çuvalladım…sonuç ,girdiğim bir önceki sınavdan daha da kötü oldu, yani 68’den muhtemelen 53’e düşmüş olabilirim…sorun hız ile zekamı birleştirememek…einştein’in dediği gibi dahi dediğin çabuk düşünen kişi değil, “derin düşünmesini becerebilen emektir” demesi gibi…hız sınavlarında hiç başarılı olmadım…bunun çözümü var mıdır???
Doğruluğuna inanmadığım bir sınav sistemi için bir çözüm ifade etmem doğru olmaz diye düşünüyorum.