
Okulun bahçesindeki toprak sahada yapılacak futbol maçına ilk kez davet edilmiştim. Belki de futbol topu benim olduğu içindi bu davet, fakat sanmıyorum. Memnuniyetle kabul ettim ve şortları giyip sahaya çıktık.
Yaklaşık 40 dakika boyunca bir oraya bir buraya koştum, hevesle pas istedim, fakat o ana kadar top ayağıma bir defa gelmişti. O da bizim takımdan biri diğerine pas verirken araya girdiğim için topun ayağıma çarpması suretiyle olmuştu. Bu çarpmanın etkisinden ya da heyecandan olsa gerek feci biçimde ayağım burkuldu.
Sağ ayağım bağımsızlığını ilan etmiş ve ayak numaram aniden en az bir sayı artmıştı. Sonra Çetin koluma girdi ve beni hastaneye götürdü.
Hastaneye geldiğimizde hastabakıcı, doktoru beklememiz için yatağın üzerine oturmamı söyledi. Çetin ayakta, ben oturarak doktoru beklemeye başladık.
Bu esnada Çetin;
-“Maçı seyrederken senin hangi takımda oynadığını anlayamadım iyi mi?” dedi.
-“Nasıl yani? Forvetim olum ben.” Dediğimde aklımdan hızla ” forvet ne ki?” düşüncesi geçti. Sanırım gol atıyordu. Zaten forvet olmakla hangi takımda olduğumun alakasını da kuramamıştım.
Çetin,
-“Pas istediğini görene kadar da seni hakem sandım valla” deyince ayağımla beraber beynim de zonkladı.
Tam “top benim olmasa da oynardım” diye haykıracaktım ki tohtur geldi. Niye bu şekilde haykırmak istediğimi de anlamış değildim. Aniden olmuştu. Bu arada yine alaka olmadığını fark ettim tabii. Ayağımla beraber aklım da burkulmuş olabilir diye düşündüm.
Neyse doktor robotik bir tavırla;
-“Şikayetin ne?” diye sordu.
-“Maç yaparken ayağım burkuldu” dememle birlikte acelesi olsa gerek hemen ayağımı nazikçe sıktı ve
-“Acıyor mu?” diye sordu.
-“Hayır” dediğimde daha fazla sıkarak
-“Şimdi acıyor mu?” dedi.
-“ı ıh acımıyor”
Olumlu cevap almaya ant içmiş bir ruh haliyle daha sert sıkarak
“Nasıl olur? Şimdi acıyor mu?” dediğinde
–“Acımıyor, çünkü burkulan bacağım o değil” deyiverdim.
Aynı anda Çetin tüm kahkahalarını doktorun yüzüne kusmuştu.
Çetin’in oda içerisinde yankılanan kahkahaları ve doktorun kulaklarından içeri kaçan cümlemden sonra Exorcist filminde gördüğüm bir sahnenin gerçeğini yaşadım. Evet doktorun içine şeytan kaçmıştı. Ardından doktorun şeffaflaşan kafatasının içerisinde 36 amperlik sigortanın attığını yavaş çekimde izledim. Şeytanın ele geçirdiği doktorun, neden belli bir süre sessiz kaldığını ise var gücüyle haykırdığında anladım. Haykırık için nefes topluyormuş hayvan.
“SEN BENLE DALGA MI GEÇİYORSUN HA!”
“Yoo, bana hiç sormadan bacağıma saldırıp sıktınız ve acıyor mu diye sordunuz, hazırlıklı değildim ve ben de hemen cevapladım.”
Bu cümleyi kurarken kaşlarımı çatı şekline getirmeye çabalıyordum. Utanmasam kaşlarımın arasına parmağımı koyup yukarı doğru çekecektim. “Jest ve mimikler önemli şeylerdi. Vücut dili de çok möhöm canım” diye iç geçirirken doktor yeniden nefes toplamış olsa gerek ki hastabakıcıya dönüp “BUNUN AYAĞINI ALÇIYA AL, HEMEN GÖNDER” diye bağırmaya devam etti.
Hastabakıcının ne suçu varsa? O esnada hastabakıcıya sarılıp “Tüm kabahat bende, sen sadece zavallı bir mazlumsun, ezildin ama rezildin, sana kim hasta bak dedi” gibi cümleler kurup hasta bakıcının aklını mıncıklamak istedim. Yapmadım ama. Ayağımı alçıya alacak kişiydi o.
Doktor odayı terk ettiğinde, hastabakıcıya ayaklarımı gösterip
-“Sadece ayaklarımın fotoğrafını çeksem gören iki farklı insanın bacağı sanmaz mı?” diye sordum. Cevap alamayınca
-“Umarım doğru bacağımı alçıya alırsın” dedim ve bir tek ben güldüm. Sonra da hastabakıcının sadece baktığını asla konuşmadığını anladım. Belki de dili yoktu. Neyse en azından eli vardı.
Ardından yan odaya geçtik ve var olan elleriyle hızlıca sardı alçıyı. Ayak numaram birkaç sayı daha büyümüştü artık.
Hastaneden çıktığımda ayağımı belli bir süre eskisi gibi kullanamayacak oluşuma hiç üzülmedim. Çünkü o belli süreyi 20 günlük rapor belirliyordu ve bu da 20 gün tatil demekti. Heyoo.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Dün yine uykumun gelmek istemediği geç saatlerde siteme yeni bir wordpress plugin’i ve bir zeka test...
I- Üstat dedi ki: “Zenginlik ve onur, herkesin istediği şeylerdir. Bunlar doğru bir yolda kazanılmaz...
Okuldayken Fransızca öğretmenimiz bir şarkı dinletip tercümesini yazmamızı istemişti. Ders boyunc...
8 Cevaplar Kime:“Ayakla Akıl Burkmak.”
Doktora kafa tutulur mu, ya sana kocaman bir iğne yapsaydı..
Bu arada simetri tutmamış, bu birşeyleri yanlış yere koyduğunu işareti oluyor.
*******************************
Doktorda bu kafa varken iğneyi hasta bakıcıya yaparken ben kaçardım.
Bu arada simetriyi sağladım biraz önce.
Mutlusundur. Dağınık daha güzel, bir kalıba tıkıştırılmaya çalışılmış gibi oldu böyle.. Bir daha ki yazın 28’inde sürpizi de kaçıyor. Sevmedim bunu.
Doktor fobim var bir de, bu yazın pekiştirdi sağol.
******************************
Fakat bu durum belirsizliği ortadan kaldırıyor sanki. Nasıl kaldırıyor bilmiyorum.
Bi de sağlam vücut sağlam kafada bulunuyor. Kafayı sağlam tutarsak tohtura ihtiyacımız olmayacaktır. Denemeli.
Sen çıkınca takımın maçı kesin kaybetmiştir
*****************************
Ben sahayı terk ederken, “eyvah şimdi ne yapacağız?” gibi şeyler duymuştum fakat yapacak bir şeyim yoktu. ehi.
orda ayağın kırılmasaydı, gol atıp futbolcu olmaya karar verseydin ülke olarak dünya 1 liğine oynardık belki.. büyük kayıp
**********************************
Hangi ligde oynardık bilmiyorum fakat ülke olarak baya bir eğlenirdik.
Bende maçlarda sol taraftaki telleri sıyıra sıyıra gidiyorum. Niye ki ? (Ankara’ da mısın şu an ve dalmayı çok özledim sanki yıllarca dalgıçlık yapmış gibi. İvedi(bu ne yaa, semt gibi) planlayalım)
****************************************************
Dostum şu an Ankara’dayım. Şu an ama.
) Bu arada en yakın zamanda mutlaka plan yapalım. Sanayi tipi tüple dalmalıyız. 
Eee, o kadar top peşinde koşturunca insan göze gelir tabi..

Öyle doktor da başa….
Oyumben, mizah ve hakikati güzel harmanlıyorsun.
Mizah alanında gelecek vaad ediyorsun, sevgilerimle..
******************************
Hep geçmiş vaad ettim. Şimdi sıra gelecekte. Heyoo.
nasıl yani, alçıyı hastabakıcı mı yaptı
******************************
Hı hı. Hiç konuşmadı yaparken.
Benim de bir keresinde dişçi yanlış dişimi çekmiş ve para almamıştı. Hulen ne sevinmiştim….
***********************************
Bu tür olaylar insana mutluluk veriyor.