
Her sabah karnımda tuhaf bir hisle uyanıyor ve olduğum kişiye uymayan bir işte, zamanın hayatımla beslenmesine tanık oluyorum.
Her sabah kendime bir adım daha yaklaşırken, kendimden uzaklaştığımı görüyorum.
Her sabah zoraki bir gülümseme ile aynadaki aksime baktığımda ayna üzerinde kayan bir su damlası gibi yok olduğumu hissediyorum.
Evet her sabah yanlış yer, yanlış zaman ve yanlış kişinin acı kokteylini fondip yapıyorum.
Hayatın şehvetli bir zevkle ve itinayla zımparaladığı ruhum, can çekişirken kulağıma fısıldıyor;- Kaç. Çabuk kaç…
Oysa, zaman hayatımla geviş getirirken nereye kaçabilirim?..
Bazen zamanı bükmek istiyorum…
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Çoşkumun, çevremde olup biten olaylar tarafından soğurulduğunu hissediyorum... Beni saran güruh tara...
Medyanın en acımasız silahı: televizyonlar. Yapılan sayısız araştırma sonucunda, tipik bir progra...
Seneler akıp gitmiş... Daha dün gibi sanki blogcuya ilk kayıt oluşum. İlk yazımın heyecanı... Hatır...
2 Cevaplar Kime:“Kaçış”
böyle bir şey mümkün olmuş olsaydı, siz siz olur muydunuz gene? ya da olmak ister miydiniz?
ben, ben olmak istemezdim şahsen.
Her şeye rağmen ben yine ben olmak isterdim. Oyumben olmak. )