
Zaman, aşk ve bellek, yaşamın üç temel taşı, davranış piramidinin üç köşesidir.
Her birimiz hayata tek bir hücre olarak başlarız, sonunda da birbirinden farklı pek çok hücreden oluşan bir varlığa dönüşürüz. Ama her bir hücremizde hala ilk hücredekiyle aynı genler bulunmaktadır. Bir bakıma, her hücremiz her şeyi bilmekte, ama bildiğinin sadece küçük bir kısmını açığa vurmaktadır.
Bir Musevi efsanesine göre; bebekler dünyaya her şeyi bilerek gelirler. Yeni doğanların yüzünde gördüğümüz o sonsuz bilgeliğin nedeni budur. Bebek doğup dünyaya gözlerini açtığı anda, bir melek elini uzatıp bir parmağını tam ağzının üzerine koyar ki ufaklık bildiği her şeyi açığa vurmasın: İnsanların üst dudaklarının üzerindeki çukurluğun nedeni de budur. Sanki, DNA’ımıza da bir meleğin parmağı dokunup içerdiği bilginin çoğunu açığa vurmaktan alıkoymaktadır. Bazı genler sadece bir karaciğer hücresinde aktifken, bazıları ancak bir beyin hücresinde çalışır. Çok sonraları, 1990’larda, moleküler biyologlar insan vücudundaki tüm genlerin haritasını çıkarmaya başlayınca, yalnızca beyin nöronlarında işleyen birkaç bin tane gen bulacaklardı. Beynimizde çalışan genlerin sayısı, vücudumuzun diğer herhangi bir yerinde çalışan gen sayısının iki katıdır. Ama hiçbir hücre, bu yığında kayıtlı kelimelerin tümünü birden okumaz. Dolayısıyla her canlı varlık ve hatta vücudumuzdaki her hücre, şöyle söyleyebilir: “Dolaşırken pek çok şey gördüm ve anladıklarım anlatabileceklerimden çok daha fazla.”
Şunu unutmamalıyız ki; “ruhbilimde bu gün ayrıntılarını bilemeden benimsediğimiz bütün fikirler bir gün büyük ihtimalle organik bir altyapıya dayandırılacaktır. Genden nörona, nörondan beyne, oradan da davranışa geçmek, davranışları, sanki genleri ayrıştırıyormuşçasına analiz etmek mümkün olduğunda insan davranışının sırları çözülmüş olacaktır.”
İnsanların vücut ve yüz ifadeleri gezegenin her yanında büyük ölçüde birbirinin aynısıdır. Temel insan faaliyetleri kalıtsaldır. Mesela sıçrama refleksinin kökeninin çok gerilere dayandığı ve evrim sürecinde insana önemli bir avantaj sağladığı bellidir. Yılan görünce çoğumuz geriye doğru sıçrarız. The Expressiona of the emotion kitabında Darwin, Londra Hayvanat Bahçesi’nde yaptığı bir deneyi anlatır: “ Şişen engereğin durduğu bölmede, yüzümü kalın cama iyice yaklaştırıp yılan bana doğru atılacak olursa geri sıçramamaya kesin kararlı bir şekilde bekledim ama yılan üstüme doğru sıçrar sıçramaz kararım silinip gitti. Hayret edilecek bir çabuklukla bir iki metre arkaya sıçradım. İrade ve mantığımın, geçmiş deneyimlerimde yeri bile olmayan bir tehlikenin hayali karşısında hiçbir gücü yoktu.”
Tavuk yumurtanın yeni bir yumurta yapma yoludur.
Gen mühendisleri bir gün, bir türün bir davranışını alıp başka bir türe aşılamayı öğrenebilecekler miydi? Bir inek cinsinin bir davranışını alıp bir başka cinse ya da bir insanın bir huyunu bir başkasının yumurtasına hatta daha da ileri giderek bir insan içgüdüsünü, bir insan davranışını alıp, bir fare ya da bir şempanzeye… Bu düşünceyle mühendisler birlikte çalışarak, bir D. Simulans’ın süre genini klonlayıp bir DNA dönüştürme kokteyli hazırladılar ve bir melannogaster’ın yumurtasına şırınga ettiler. Klonladıkları davranış bir türden diğerine sıçradı: melanogaster artık simulans gibi ötüyordu. Evet bir tür başka bir türe dönüştürülmüştü. Bir hayvanın en önemli davranışlarından birini değiştirmeyi başarmışlardı…
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Trenlerin tekerleklerine hiç baktınız mı? Flanşlıdırlar, yani kayarak raydan çıkmalarını önleyecek k...
Yeniden çerçevelemek metodu eleştiri ve eleştiride bulunan kimselerle meydana gelecek etkileşimi ver...
*Bir düşünce ancak sözcüklerin sınır çizgisine ulaştığı ana kadar gerçekten yaşar; ondan sonra derha...
6 Cevaplar Kime:“Zaman, Aşk, Bellek / Jonathan WEINER II”
“Tavuk yumurtanın yeni bir yumurta yapma yoludur.” tavuk/yumurta bilimcilerine kapak olsun bu söz
kim neyden çıkar tartışmaları son bulur böylece…
güzel kitap, edinip, okumak isterim..
İnsan oğlunun kollektif bilinci DNA da gizli sanırım. İlginç bir kitaptı.
satışı yok
sahaflarda arayacağım
Tespih olsa bulurdun kitap bulmak çok zor.
Anladıklarım anlatabileceklerimden çok daha fazla. Anlam kelimelerden daha büyüktür çünkü di mi? ?✨?
*******************************
Hiçbir anlamı kelimeye sıkıştıramıyoruz sanırım.
Sıkıştıramayalım zaten, hatta salalım zihinleri ehi. ?????
*******************************
Zihin her zaman bir yolunu bulacaktır.