
Gaz odaları yapıldı, ölüm kampları kuruldu, tıpkı bir üretim birimiymiş gibi gündelik olarak her gün belli sayıda ceset üretiliyordu. Bu insanlık dışı politikalar tek bir kişinin zihninden çıkmış olabilir ancak emirlere itaat eden çok sayıda insan aracılığıyla gerçekleştirilebilirdi.
İnsanlar kızarlar, başkalarına karşı öfkeyle hareket ederler. Fakat burada değil. Tehlikeli olmaktan daha öte bir şey açığa çıkmıştır: İnsanlığını terk etme olasılığı, aslına bakarsanız, kendi yegane kişiliğini daha büyük kurumsal yapılara kaynaştıran insanlar için kaçınılmazdır.
Otoriteye itaate olan doğal eğilimimizin farkında olmak, vicdanımıza ters düşen emirlere körü körüne itaat etmemiz ihtimalini azaltır.
Stanley Milgram
1933’te New York’ta doğan Milgram 1950’de liseden mezun oldu ve 1945’te Queens Üniversitesi’nden lisans diplomasını aldı. Siyaset biliminde uzmanlaştı ama psikolojiyle daha çok ilgilenmeye karar vererek Harvard’daki bir doktora programına girebilmek için konuyla ilgili yaz derslerine katıldı. Doktorasını meşhur psikolog Gordon Allport’un danışmanlığında insanlar neden uyum gösterir konusunda verdi. Milgram, Princeton Üniversitesi’nden meşhur sosyal uyma deneylerini yapan Solomon Asch ile çalıştı.
Diğer araştırma konuları arasında insanlar neden toplu taşım araçlarındaki koltuklarından vazgeçer, “altı derece uzak” teorisi, saldırganlık ve sözlü olmayan iletişim yer alır. Milgram aynı zamanda İtaat, Yale deneyleri ve şehir hayatının davranış üzerindeki etkisi üzerine The City and the Self gibi belgesel filmler çekmiştir. Daha fazla bilgi için Thomas Blass’ın The Man Who Shocked the World: The Life and Legacy of Stanley Milgram kitabını okuyabilirsiniz.
Milgram 1984’te New York’ta öldü.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
İnsan vücudu her gün içten yaptığı değişimlerle olağanüstü bir eserdir. Kaslar ve dokuların kale gör...
Mutluluk Üzerine Çeşitlemeler (2006) / Daniel Gilbert
Milton Modeli Dil Kalıbı: Yorumsal Sıfat ve Zarflar
3 Cevaplar Kime:“Obedience to Authority (1974) / Stanley Milgram”
Merhabalar.
Beni hatırladınız mı? Blogger’in blogspot uzantılı değirmenimden mektup var blog sayfasının sahibi Recep Altun. Nasıl sınız, iyi misiniz? İnşAllah iyisinizdir. Maşallah her platformda “benoyum” mahlası ile faaliyetinizi sürdürüyorsunuz. Tesadüfen Twitter’e girmiştim de orada gördüm “benoyum”u.
Pek eskisi gibi yazıp çizemiyoruz. Eski arkadaşlar da dağıldılar. Ben de işte öyle ufak tefek Blogger’de ve Milliyet Blog’da takılıyorum.
Selam ve dualarımla.
*******************************
Recep Bey sizi çok iyi hatırlıyorum.
Varlığınız mutluluk verici. Yazılarınızda bunu hissetmek ise daha çok mutluluk veriyor. Sağ olun var olun, hep olun.
emri veren suçludur.
**********************************
Emri verenin suçlu olması emri uygulayanın suçsuz olduğu anlamına gelir mi?
Gelmez.
************************
Bence de.