
Acı beden, çoğu insanın içinde yaşayan yarı otonom bir enerji biçimidir ve duygulardan oluşan bir varlıktır. Acıktığında ve kendini yenileme zamanı geldiğinde, uykusundan uyanır. Buna ek olarak, herhangi bir zamanda herhangi bir olayla tetiklenerek de harekete geçebilir. En önemsiz olayı, birinin söylediği ya da yaptığı bir şeyi ve hatta bir düşünceyi tetik olarak kullanabilir. Eğer yalnız yaşıyorsanız ya da o sırada yakınınızda kimse yoksa, acı beden sizin düşüncelerinizle beslenir. Aniden, düşünce sisteminiz belirgin bir şekilde olumsuz hale gelir. Genellikle, bu olumsuz düşünce krizi başlamadan önce zihninize olumsuz bir duygu dalgasının girdiğini fark etmezsiniz; endişe ya da öfke gibi. Bütün düşünceler enerjidir ve acı beden şimdi düşüncelerinizin enerjisiyle besleniyordur. Olumlu -olumsuz düşünceler; aynı enerjidir ama farklı bir frekansa sahiptir. Acı beden, mutlu ve olumlu bir düşünceyi hazmedemez.
Her şey, sürekli hareket halinde olan enerji alanlarıyla titreşirler… Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz düşünceler daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler daha üst seviyelere çıkar. Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve acı bedenin sadece olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin nedeni de budur.
Acı bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce sisteminiz de olumsuz hale gelir. Kendinizi tamamen o sesin söyledikleriyle tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız. O noktada, mutsuzluk bağımlılığı yerleşir.
Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç saat ya da birkaç gün sonra, kendini tazeleyip beslenmesini tamamlayarak uykusuna geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş bir organizma ve hastalıklara karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır. Eğer bu size psişik bir asalak gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten öyledir…
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
“İçim kemiren hınç değil de tiksinti. Ayak takımının da aklı olduğunu görünce kaç kez usanç getirdim...
Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada ...
Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakar...
9 Cevaplar Kime:“Var Olmanın Gücü / Eckhart TOLLE”
“Acı bedenin sesi”ne hüküm yok öyle mi? Koruma güdüsü mü acaba arada bir çıkışı?
Acı bedeni oluşturan güç kendi bilincimiz olduğu için hüküm yine kendi bilincimize bağlı.
Pis kaka, e hatta.
Adeta hoş.
Sanki iyi bi şey.
en az kendisi kadar salak bi adı var.
Hoşmuş bu.
İnanılır gibi değil, tam da dün geceden beriki halim… Kafamı koparıp atasım var.
*****************************************
Artık koparmaya gerek kalmamalı çünkü sebebi öğrenmiş olduk.