
Eski Yarbay Tamer Karslıoğlu, MİT’e devredilen, Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı’nda kısım amiri olarak görev yaparken, Fetö’nün kurduğu kumpasla cezaevine düştü.
Darbeyi bir yıl önce ihbar etti dinleyen olmadı!
2010 Ekim’inde İstanbul Askeri Casusluk davasının 56 şüphelisinden birisi olarak yargılandı. Casusluk Davası’ndan beraat eden Karslıoğlu kumpası kuran Fetö’nün peşine düştü. TSK başta olmak üzere TBMM’ye Anayasa Mahkemesi’ne ve ilgili savcılara Fetö’nün TSK’daki gücü koruduğunu ve uykuya çekildiğini fırsatını bulduğunda da Türkiye’de darbe girişiminde bulunacağını lisanı münasiple anlattı. 12 Ocak 2016 günü Anayasal suçlarla Mücadele Bürosu’na suç duyurusunda bulunan eski Yarbay Karslıoğlu, “FETÖ örgütü ve özellikle TSK içerisindeki unsurlarıyla mücadele etmeyi ülkemizin var oluş mücadelesi olarak değerlendiriyorum” ifadesini kullanarak “darbe” uyarısı yaptı.
İşte Karslıoğlu’nun anlatımıyla göstere göstere gelen darbenin öyküsü:
Gazeteden Okumak İçin Tıklayınız!
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Genelkurmay Başkanlığı’nda kripto uzmanı olarak görev yaparken 2012’de askeri casusluk ve çocuk por...
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul’daki şantaj ve askeri casusluk davasında 43 sanık hakkındaki mahk...
TBMM Sayfasından Okumak İçin Tıklayınız!
2 Cevaplar Kime:“Darbeyi Bir Yıl Önce İhbar Etti Dinleyen Olmadı!”
saygıdeğer abimiz,kumpas mağduru komutanların tekrar itibarlarıyla beraber eski görevlerinin kendilerine iade edileceği haberini duyduk…bu durumda eski görevinize geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
***********************************************
Ben itibarın alınıp verilebilecek bir olgu olduğunu düşünmüyorum. Kurumlar insanların itibarlarını alamaz ve tekrar geri veremezler. İnsanların itibarları özlerinden kaynaklanır.
Göreve geri dönüş ise benim düşüncemden öte hukuki bir süreçtir. Hukukun üstün olduğu ülkelerde önceden yapılmış hukuksuz ve adaletsizliklerden doğan hak ihlallerinin giderilmesi için tedbir alınır. Zaten hukuk üstünse hak ihlalleri de olmaz. Zamanında yüzlerce asker ve bürokrat asılsız iddialara itibar edilerek FETÖcü örgüt tarafından hukuk üzerinden bir zulme uğratıldı. Toplum ve kurumlar bu zulme sessiz kaldılar. Bir çok kişi görevlerinden alındı ve kurumlardan atıldılar. Bu insanların gasp edilen haklarını geri vermek bürokrasinin görevidir. Bunun için kanun çıkartılması gerekir. Bir kaç günde bir çok kurumu kapatmak için kanunlar çıkartıldı. Kumpas mağdurları ile ilgili şu ana kadar yapılanlar sadece açıklamadır. Yetkililerin açıklama yapmak yerine kanun çıkartmaları gerekir. Eylemlerle söylemler arasındaki farkta Şeytan gizlenir. Şeytan pis sırıtışıyla bize göz kırpıyor. Yıllar önce FETÖcü hainlerin bize karşı yaptıkları hukuksuzluklar esnasında da bu Şeytan’ı görmüştüm. Şeytan aynı…
“Tüm bu çabalarıma rağmen il il gezerek, tüm kasaba ve
en ücra köylerimize kadar kapı kapı dolaşarak her bir Türk vatandaşına 15 Temmuz’da başımıza gelen tehlikeyi anlatamadığım, nihayetinde de
genelkurmay Başkanlığı’nın önünde farkındalık yaratmak adına
kendimi yakamadığım için mahkemeniz nezdinde
Yüce Türk Milletinden Af diliyorum.”
Tüm bunlarla uğraşırken Yüce Türk Milletinin çoğunluğu ne yazık ki bu kafa karışıklığını kayıtsızlıkla, vicdanı parayla, adaleti susma ile karıştırıyordu. Sadece önündeki unvanla Türk milletine farkındalık sağlayabilecek sözde okumuş aydınımsı cahillerin kalabalık olduğu bir yerde, yürekli insanların ADALET haykırışı cılız kaldı komutanım. Bunca acı ve haksızlığa rağmen hiçbir öfke, kin duymadan ’Af dileyenin’ siz olması yürek burkuyor. Bazen insan sadece susmak istiyor.
**********************************
Tarih de rüya gibi içinde yaşarken yorumlanamıyor. Ancak uyandıktan sonra yorum yapabiliyor insan sanırım. Yıllar önce yayınlanan bu yazıların şu günlerde belki de yıllar sonra ancak bir miktar anlaşılabileceğini değerlendiriyorum. Artık ne zaman uyanırsa millet.
Her zorluğa, kayıtsızlığa ve uyuyan kitlelere rağmen asla susmamalıyız. Son nefesimize kadar… Yoksa hayatın ne anlamı kalır?
Bizler yangına su taşıyan karıncalarız…