
Ülkeler topraklarının yüzölçümü kadar değil, o topraklarda yaşayan insanların beyinlerinin yüzölçümü kadar gelişmiştir. Şirketlerin kasasındaki nakit para şu anki büyüklüğünü gösterir, çalışanların kafasındaki likit düşünceler ise gelecekteki büyüklüğünü.
Bu kadar çok kullandığımız halde, nasıl çalıştığını bu kadar az bildiğimiz başka bir cihaz var mı? Kabul etmeliyiz ki, çoğumuz kafamızı nasıl çalıştırmamız gerektiği üzerine yeterince kafa yormuyoruz! Beynimize cep telefonu gibi davranıyoruz, çok sayıda özelliği olan bir cihaza sahip olduğumuzu biliyoruz ama sadece birkaç özelliğini kullanarak yaşıyoruz. Tabii her seçimin bir bedeli var; nasıl çalıştığını bilmeden sürekli onu çalıştırınca çoğumuz beynimizi bozuyoruz!
Aşkı, beynin değil, kalbin etkinliği sanmak, satrancı beyin sporu değil, el/parmak sporu sanmaya benzer.
Beynin ilginç yanlarından biri de % 75-80’inin suyla kaplı olmasıdır! Kalanının % 10’u yağdan oluşur, % 8 kadarı da proteindir. Yediğimiz ve içtiğimiz şeyler, beyin dokumuzdaki bu biyolojik altyapı nedeniyle ruh halimizi ve düşüncelerimizi doğrudan etkiler.
Beyin vücudun % 2’si olmasına rağmen, vücuda alınan oksijenin % 20’sini tek başına tüketir. Düzenli olarak su içmek ve doğru ve kaliteli nefes almak önemlidir.
Zekamızı özel etkinliklerle % 20’ye kadar artırabiliriz ama aklımızı ne kadar istersek o kadar büyütebiliriz. Aklın gelişim potansiyeli zekadan daha büyüktür. Zeka arabanın beygir gücüdür. Akıl direksiyondaki şofördür. Bilgi, arabanın üzerinde gittiği yol.
Nöronların en ilginç özelliklerinden biri, ters çaba kuralına göre çalıştıkları anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, nöronlar onu size çeker, korktuğunuzu başınıza getirirler. Buna ters çaba kuralı denir.
Nöronların çalışma yasaları, aklın yasalarına benzemez. Nöron yasalarına göre, düşünmek canlandırmaktır. Kişi hakkında iyi ya da kötü düşünmenin önemi yoktur! Canlandırılan düşünce güçlenir. Güçlenen düşünce unutulmaz.
Kant, “biz gerçeği olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz” der.
Beyin bilgiyi, ilgili ruh durumuyla beraber kaydettiği için kayıt ve hatırlama anında aynı dalga boyunda olmak hatırlamayı kolaylaştırmaktadır.
Sürüngen beyin (R-kompleks) bölgesini akıl değil, içgüdüler yönetir. İçgüdülerin de birinci önceliği, ölmemektir. İkinci önceliği üremektir. İçgüdüsel kod basittir: Hayatta kal ve üre.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
11 Cevaplar Kime:“Her Şey Beyinde Başlar / Mümin SEKMAN”
Okulların hepsi açık hava okulu olsa
***********************************
Okul olsa. Sadece okul olsa yeter.
heeeyyyooo cistak cistak dımtıs dımtıss..
*****************************
Aslında yılın şarkısı fakat günün şarkısı gibi yapıyor. Hmm. Şaşırtıcı.
benim içgüdülerimi kuşlar yemiş sanırım
*********************************
İçgüdülerimi güdümlemek istiyorum. Beynimi arıyorum ama bulamıyorum. Dur tekrar deneyim.
Geçen hafta aldığım iki kitap hakkında üst üste yazı yazınca kitaplığıma bakıverdim.)
)
Hâlâ yerinde duruyorlar
Ben okudum mu?
Henüz değil
Sadece “okuma parçası”bölümündeki,”Bir kayayla evlenmek beyni öldürür mü?”metnini okudum şimdi.
İlginç…
*************************
Yoksa kitap ikizi miyiz?
Okullar diyorum açık hava okulu olsa, bol oksijen oh mis gibi
*********************************
Okul olsa diyorum… Keşke olsa…
Yılmaz ÖZDİL’in kitabını da almıştım,onu da aldıysan eğer kitap ikizi olabiliriz evet
)
***********************************
Anağh! İnanılır gibi değil??? Bu gün aldım o kitabı. Kapağına baktım, içini açtım ve idrak yolları iltihabı yazısını okur okumaz aldım. Mutluyum.
ilk satırı güssel

ters çaba kuralı ablamda takır takır işler şom ağızlıdır…
bendeyse tes işliyor eğer korkarsam hiç bişey olmaz asıl korkmadıklarımdan korkuyorum…
ve son olarak kitap okumaya vakti kalmayan bi kitap severe bunları kısa kısa okuttuğun için teşekkürler….
*************************************************
Okumak huzur verici.
Bu arada korktuğum tek şey hiç korkum olmaması…
buldun mu ?
***********************************
Bi şey buldum fakat bu olamaz. Arızalı bu ya.
Benim beynimin durumu iyi değil, hayata küsmüş gibi bir hali var… Sanırım algıladıkları onu mutlu etmiyor.
***********************************************
Algılarımızın nasıl oluştuğunu kavrayabilirsek belki de onları değiştirebiliriz. Denemelisin…
Merhabalar Benoyum,
Makaleleriniz, ya da diğer paylaşımlarınızda hep “Benoyum”u görmek mümkün. Sayenizde çok şey öğrendiğimi ya da bazı şeyleri fark ettiğimi söyleyebilirim.
İnsan denilen eşref-i mahlukatın bedensel ya da ruhsal bir çok işlevi hala çözülebilmiş değil. Ertelenen güne kadar da gizemini çözülmeden koruyacak işlevlerinin olacağı da muhakkaktır.
Bu güzel paylaşımlarınız için teşekkür ederim. En Güzel’e emanet olun ve sağlıcakla kalın.
******************************************
Beynin gizemi, beynin içinde yer alıyor. Ve bu gizemi ancak kendisinin çözebilecek olması ne garip.
Evet “Sandığın kilidi sandığın içinde yer alıyor…”
“Korktuğum başıma geldi”,boş söz değilmiş öyleyse…
Yediğimiz yiyeceklerin ruh halimizi etkilediği de bir gerçek. Bunu en çok çikolata yediğimde farkediyorum. Kendini iyi hissetmek isteyen herkese tavsiye ederim
Aşkın kalp değil beyinle ilgili olduğuna da kesinlikle katılıyorum. Beyinde başlayıp yine beyinde biten birşey…
************************************
Aldığımız nefes, nefes aldığımız ortam, yediğimiz içtiğimiz her şey, beş duyumuza gelen her bilgi, biz farkında olmasak da ruh halimizi şekillendiriyor… Fakat en garibi ise düşüncenin kendisinin de tek başına aynı etkiyi yapabiliyor olması…