
Aşağıdaki harfler arasında anlamlı bir kelime yaratmak için altı harf seçin.
A Y L A T R I A H T A M R A F K
Çözüme bakmadan önce konu üzerinde bir miktar tırmalamanızı istiyorum. Lütfen yazının devamını okumadan, düşünün bir miktar…
Problemi “anlamlı bir kelime oluşturmak için altı harfi nasıl bir araya getirebilirim?” şeklinde ifade ederseniz çözüme ulaşmakta zorlanırsınız. Bunun yerine “Anlamlı bir kelime oluşturmak için hangi yollarla altı harfi bir araya getirebilirim?” ifadesini kullanırsanız çok sayıda farklı olası çözümler düşünmeniz muhtemeldir. Ulaştığınız çözüm; A,L,T,I,H,A,R,F ise geriye Y,A,R,A,T,M,A,K kalacaktır. Dikkatlice bakarsanız bu kelimelerin yukarda sıralanmış harflerin sıralanışına göre içinde saklı olduğunu göreceksiniz. Öyle işte. Bazen ne düşündüğümüzden daha önemlisi nasıl düşünmemiz gerektiğidir.
25 Cevaplar Kime:“Nasıl Göreceğinizi Bilmek…”
ilkokul sıralarında test çözmeye alışmış beyinlerimiz varken hiç birimiz soruya odaklanamayız,direk şıklara bakarak doğru cevabı ararız.Beynimizin soruyla zaman kaybetmesine izin vermeyiz,bu yüzden olumsuz yargı içeren soru cümlelerinde bir çoğumuz hata yapıyoruz.Bu da eleyici oluyor haliyle…
Yani ben soruyu değil en kısa sürede bir çok cevabı bulmaya çalıştım.Bir çoğu gibi…
Hayat senden nasıl düşüneceğini değil,en kısa sürede nasıl cevaplandırabileceğini istiyor.Kimse sorunun içinde cevap bulmakla zaman kaybetmiyor.Seçenekte arıyor isteneni…
Öyle işte…
**************************
Eğitim sistemimiz insanlara neyin doğru cevap olduğunu öğretmek üzere kurulmuştur.
Bir tek doğru cevap olduğu ve o doğru cevaba en doğru sadece bir yoldan gidildiği, düşüncelerimizin en derinlerine kadar nüfuz etmiştir.
Sorun hayatın büyük bir bölümünün böyle olmadığı gerçeğidir.
Hayatımız belirsizliklerle dolu ve aradığımıza bağlı olarak birden fazla doğru cevap var.
Ancak sadece tek bir dorğu cevap olduğunu düşünürseniz bir tane bulduğunuz anda aramayı bırakırsınız.”
-Roger von Oech (Beyninizi Kamçılayın kitabından)
Çoktan seçmeli soru yağmuru altında ıslanmış körpe beyinler, sadece tek bir doğru cevap arayışı içerisinde yaratıcılıklarını yitiriyorlar.
Farklı perspektiflerle düşünme yeteneğimiz, daha biz küçükken öğretmenlerimiz tarafından acımasızca gasp ediliyor.
Oysa, perspektifimizi değiştirip bilgimizle oynayarak olağanı olan dışına çevirebiliriz.
Albert Szent-György nin dediği gibi; “Buluş dediğimiz şey herkesle aynı yere bakıp farklı bir şeyler düşünebilmektir.”
Örneğin hedeflerimiziz yazarken istiyorum kelimesi ile sonlandırmak yerine cümleyi kabul izni veriyorum diyerek bitirdiğiniz zaman da hedeflerimize ulaşmak çok daha basitleşiyor…
Beyin her zaman zorlanmayı ve yasakları red eder.
*************************
Beynimizi özgürleştirebilirsek ruhumuz da özgürleşir…
Benimsiyorum
işte budur!

ehiii
akıllı varlık, zeka küpü,
sevgi köpüğü, sanırsam bir de naziktiniz
sizi kocaman kucaklayıp tebrik ediyorum
bu arada, iyi misiniz? sevgi gösterisi umarım,metabolizmanıza dokunup ani etkileşim yaratmamıştır ruhunuz da
**************************
Hala hayattayım.
Az kalsın kendimi bi şey sanacaktım.
Gaza gelcem ben. ehi.
Acı gerçek! Ülkemizdeki eğitim sistemi beyinleri, düşünce sistemini, araştırmacı yönleri köreltiyor. Arada böyle parlak beyinler de cendereden kurtulup çıkıyor işte. Büyük ödül gibi.

**************************
Beyin yıkama makineleri olarak dizayn edilmiş eğitim kurumlarının cenderesinden kurtulmak fazladan çaba gerektiriyor…
Fakat acı ve net bir gerçeği unutmamak gerek: Ülkemdeki her başarının bir cezası var.
Var değil mi? Çok üzücü. Büyük haksızlık!

********************
Bunla ilgili anket yapmayı düşünüyorum.
Bence var.
Anketlere bayılırım. Hadi yap!
************************
Ahanda yaptım. Yan sütunda cevaplanmayı bekliyor…
Bu ne hız! Valla bravo!

*********************
Mersi. ( Sevindirik olmuştur, gülümser. Yıldızlı pekiyisini gösterir sağa sola.)
Iste budur!
EHİİİ
Elbette var!
HER İYİLİK DE, CEZASIZ KALMAZ
GÖZLERİM PÖTÜRDEDİİ BİRDEN
*********************
Gizlice başarılı olsak. Belki yırtarız o zaman.
Bi saat yok tersten mi okunuyor yok harf atlayarak mı… maffettin beni
***********************
Amuda kalk ehi.
Öylece bakmıcaksın bi şey yap.
Oyumben, farkında mısın, sağdaki “yorum yazanlar” kısmında, “sihirliyazilar” ve “Sihirli Yazılar” vardı ve her ikisi de bendim. Sen “sihirliyazilar”ı atınca, yorum sayım yarıya inmiş oldu
Önemi yok gerçi. İki ayrı isim açmak benim hatam zaten…
*****************************
Haksızlık bu. (ayıp bi şey)
Bundan sonra mail adresine bakılarak sıralama yapılacak.
Uyarın için teşekkür ediyorum.
bildimmmmm, bildim bildim
) çok sevindirik oldum sabah sabah
)
**************************
Yaşasın. Kutlayalım bunu.
T I R M A L A M A K
ikinci M nin joker olduğunu belirtmeme bilmem gerek var mı? ya da yok mu? walla onca harf bana ancak bunu yazdırdı..sağlık olsun.
******************************
Gerçekten insan tırmalayınca yapamayacağı şey yokmuş. Tebrik ediyorum.
Amma uğraştım verilen harflerle yeni kelimeler türetmeye bir sürü de bulmuştum oysa ki.Kastedilen altı harf başkaymış yazının devamını okuyunca anlaşıldı konu.Bu seferde niye bu kadar uğraştım diye hayıflandım.Tahminen okuyan bir çok insan da ilk başta
benim gibi yapacaktır sonra da çuvalladıklarını anlayacaklardır.
***********************************
Soruyu doğru ele almak, çözümü kendiliğinden getiriyor.
Aslında cevap bulmaktan daha önemlisi soruyu uygun sormak sanırım.
Tek yönlü düşünmeye alıştırıldığımız, ezberci bir öğretim sisteminden yetişmiş insanlar olarak, çuvalladık işte…
Yarış atı gibi hızlı test çöze çöze gelmişiz bugünlere. “Süre başladı, başla, hızlı ol, 3 (ya da 4) yanlış bir doğruyu götürür ona göre, süre bitti, kalemleri bırak, kaç net aldım acaba, ne de olsa bütün geleceğim buna bağlı” vs…. Farklı açılardan düşünmeyi öğrenmeye vaktimiz oldu mu ki bugüne kadar? Şimdi sen bloğunda anlatıyorsun da belki de birçok kişi ilk defa “bir de bu açıdan düşüneyim” diyor…
Ne yazık ki şimdi de çocuklarımız aynı yollardan geçiyorlar. Bu ülkenin kaderi bu, galiba. Öylesine şartlanmış beyinlere sahibiz ki, farklı bakış açısından göremiyoruz.
*************************************
Bence dikkat edilmesi gereken konu; bir ülkede farklı açılardan düşünmeyi keşfedememiş insan topluluğunun güdülenmesinin çok daha kolay olduğu.
Aslında sistem insanları gütmek için neye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyor.
Kafası çalışan, sisteme yeni bir şeyler katmak isteyen, yaratıcı ve özgün düşünüp fikirlerini ifade etmekten çekinmeyen kişilerin nasıl cezalandırıldığını o insanların ne büyük sıkıntılar içinde olduğunu kim bilmiyor ki?
Farklı açıyı bırak tek boyutlu bile düşünmekten aciz, üç çocuklu aileler güruhuyla istediğin her şeyi yaparsın.
rahatsız etmeyin bir dahaki posta kadar düşüneceğim.
***************************
Ehi. Ne zevkli.
Bu beyin hepimizde var, ama onu kişilere göre farklı kılan nedir?
“Ne düşündüğün değil, nasıl düşündüğün önemlidir.”
*****************************
Her insan yeni bir dünyadır.
Her insan diğerinden farklı bir beyne ve bedene sahiptir. İkizler bile.
ben hatırlamak buldum


da
Böyle aceleci davrandım
6 harf dii l hatırlatma ba na
geldim gittim..
********************
İyi bi şey yaptın.
kısaca sormalıyız düşünebilene ‘gökyüzü oradan ne renk görünüyor?’ diye belki başlangıç için adımdır….gerçi ben pek sormam faşist bünyem mavi diye tutturmakta
***************************
Mavi bana hep özgürlüğü anımsatmıştır.
Kahve piç olur
****************************
Hoş olur.
bir kere de tuttursam zaten, ön dişimi kırıcam
bir türlü çıkaramıyorum at gözlüğünü, ya da kafa basmıyo. -hangisiyse artık-
Bazen neden tutturamadığını keşfetmek tutturmaktan daha önemlidir. Bu arada bence tutturamamanın sebebi saydıkların olamaz. Belki de alıştığımız düşünce kalıplarından kendimizi kurtardığımızda göreceğimiz dünya çok daha farklı bir hale gelecektir. Belki de her şey sadece bakış açısıdır. Nereden bakıyorsak baktığımız yerden görüyoruzdur. İşin güzel tarafı bunu değiştirmek bizim elimizde.
Türkçe yönergeler zorluyor beni, yoksa neden bilmeyeyim ki
Yönergeye ihtiyacımız olduğunu da kim söylüyor.
yaratmak kelimesi karışık kelimelerin içinde sırayla yazılmış sadece aralarında fazladan harfler var
İşte bakmakla görmek arasındaki fark bu.