
Okuldayken Fransızca öğretmenimiz bir şarkı dinletip tercümesini yazmamızı istemişti.
Ders boyunca yazdığım tercümeyi okuyup anlamaya çabalamıştım. Açıkçası sadece kafam karışmıştı.
O gece yatağımda uzanmış walkmanden parçayı dinlerken fark ettim sözlerin bir boğanın sözleri olduğunu.
İnsan sesiyle dile gelmiş bir boğanın, tüm duyularıyla boğa güreşini anlatışıydı şarkı.
Gözlerimi kapadım ve bir kez daha dinledim parçayı.
Ve o an anladım aslında boğanın ben ve hayatımın bir boğa güreşi olduğunu…
bu karanlık odada
sabrettiğim süre boyunca
eğlenildiğini duydum, ve şarkı söylendiğini
koridorun sonunda
birisi kilide dokundu
ve günışığına fırladım
orkestrayı gördüm, bariyerleri
ve etraflarındaki onlarca kişiyi
ilk başlarda sandım ki
sadece kendimi korumak yeterliydi
ama anlamaya başladım
buradan çıkış yok
arkamdan kapıları kapattılar
geri dönmemden korkarak
bu işi bitireceğim
şu aptal dansçıyı da alarak
peki gerçek mi bu dünya?
endülüsü hatırladım
kaktüslerle çevrili çayırları
hayır önünde titremeyeceğim
bu alçağın, bu soytarının
yakalayacağım onu, onu ve şapkasını
çevireceğim bir güneş gibi
ve bu akşam toreronun karısı
rahat bir uyku uyuyacak
peki gerçek mi bu dünya?
hayaletler takip ettim
neredeyse dokunacaktım eteklerine
boğazıma sert vuruşlar yaptılar
yere düşeyim diye
bu cambazlar nereden geliyor
kağıttan kostümleriyle?
oyuncak bebeklere karşı
kendimi savunmayı hiç öğrenmedim ki
kafamın altında kumu hissetmek
böyle iyi hissettirmesi ne garip
herşeyin bitmesi için dua ettim
endülüsü düşleyip
ben inlerken güldüklerini duydum
ve dansettiklerini gördüm ben boğulurken
asla düşünemezdim bir mezartaşının çevresinde
böylesine eğlenilebileceklerini
peki gerçek mi bu dünya?
peki gerçek mi bu dünya?
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Gone With The Sin... httpv://www.youtube.com/watch?v=jvUMbxilzkE
Müziğin bulutlarına kendimi bırakmak istiyorum, parçalardan kanat yapıp... Kendini bulutlara bırak...
Okulun bahçesindeki toprak sahada yapılacak futbol maçına ilk kez davet edilmiştim. Belki de futbol ...
47 Cevaplar Kime:“Hayaletler Takip Ettim…”
Boğanın kanına dokunmuş hayat..
*******************************
Dokunmakla kalmamış, terk etmiş boğayı.
evet gerçek.. o kadarda acımasız ..
*****************************
Gerçek olamayacak kadar gerçek…
kaç böcek öldürdük ve hiç düşünmedik bile
**************************************
Allah tüm canlıları insanlardan korusun.
ben inlerken güldüklerini duydum
ve dansettiklerini gördüm ben boğulurken
asla düşünemezdim bir mezartaşının çevresinde
böylesine eğlenilebileceklerini
**********************************
Bunu ancak bir insan yapabilir.
evet yarın 2 temmuz olduğunu düşününce..
******************************
Ne yazık ki bu tür günleri sadece insanlar düşünebiliyor.
dostoyevski’nin de dediği gibi, insanlar sadece hayvanların değil,insanların da başlarına korkunç birşeyler geldiğinde….gizli bir sevinç ve haz duyarlar….galiba ilkel insanların sunaklarda tanrılarına kurban ettikleri kurbanlar da bu sebeple ölüyorlardı….benim teorim “insan” “”ölümü””
kendi başına gelmediği sürece seviyor…belki de başkalarının ölmesi karşısında kendine bir üstünlük payesi çıkarıyoruz… bazı güç delisi insanlar “hayat” veremediği içindir ki,öldürerek kendisinde bir tanrısallık arar…kan her ne kadar yaşam kaynağı olsa da ölümü imgeler….bu imgelem içinde adrenalin vardır….insanlar doğadan ayrılıp yerleşik hayata geçtiklerinde…evrim sürecinde alıştıkları öldürme eylemlerini evcilleştiremediler…. çünkü bu(kan akıtma,avlanma,savaş) modernleşme sürecine oranla(biri 1000.000 yıl diğeri yaklaşık 6500 yıl) daha fazla bir süre uygulanmış bir yaşam biçimi idi.bünyelerinde bir şekilde kodlanmıştı…bir çeşit dürtü işte…ister kodu bozuklar diyin… ister südü bozuk… ister kanı bozuklar diyin…ne derseniz deyin… modernleşme sürecinde insan kendini anlamsız ve gerçek olmayan bir bakış açısıyla yüceltiltiği ve eğitildiği için şaşırmanız çok doğal…bir insan bunu yapabilir mi? offf off daha neler neler yapmaz ki…
*********************************************
Belki de bu yüzden başkasının başına geldiği sürece her şey komiktir.
Ve insan gezegenin en zeki vahşisi, her zaman egolarına kurban edecek bir şeyler bulur. Kendi egosu dahil. 
aklıma gelenleri unutmamak için hızlıca yazıyorum…o yüzden bir çok anlatım bozukluğu ve yazım yanlışı oluyor….ve bazen aforurken üfürdüğüm de oluyor….herkeşe benden çay….
*****************************
Normal. Ben de üfürürken oforuyorum.
galiba yine yaptım…
******************************
Rahatlatıcı bir eylem bu.
Ben francasızca öğretmenine takıldım. Fransızca eğitimi için verdiği şarkı ayık kafayla tercüme edilmez üstad. İnsan doğru çevirdiğini anlamaz valla. Bence yanlış tercüme edilmiş. Ölen boğa olmaması lazım. Çünkü daha yeni doğdu.
********************************
Belki de haklısın. Küllerinden doğan şey asla ölmez.
Burada anlatılmak istenen insan hayvan ilişkisinden daha çok insan insan ilişkisi olsa gerek. Boğanın gözleri insan olmuş, insanın gözleri ise boğa. Minotaurus; boğa başlı insan belki de… Saldırgan ve çoğunluğun coşkusu ile beslenmiş bir zalimler ordusu, kan düşkünü bir yıkıcılıkla sarhoş, hoş geldin ey insan, tanrıların çocuğu!.. Freud, Herman Hesse şaşa kaldılar ruhları hasta oldu. Stefan Zweig dayanamayıp bu zulme karısıyla birlikte kıydı canına. Daha nice düşünür küskün ayrıldı bu dünyadan. Yüreğimde endişe, elimde yitik bir umut, kıstırılmış yüce bir ruhu esir alıp, koparılan başından, kılıçlarından damlayan kandamlalarına bakarak zaferlerini kutlayan insanlar; sizin için holey holeyy holeyyyy!…
*************************************
Entellektüel bir insanın enformasyon imbiğinden akan konsantre bir değerlendirme olmuş.
Yıkıcılığın sarhoşluğuna kapılmış kan düşkünü zalimlerin kalabalığı boğuyor insanı.
hepimiz insanoğlunun vahşiliğinden bahsederiz fakat söylediklerimizin bir tekini bile üstümüze alınmayız.
hep bir başkası yapmıştır kötülüğü, biz sütten çıkmış ak kaşığızdır. geçmişe döndüğümüzde hatırlamak istemediğimiz ne çok şey vardır oysa. fakat biz kendimizi bir şekilde aklamayı başarmışızdır. evet, insan denen varlık sahiden de çok garip.
*********************************
İnsanın içerisinde iyi de vardır kötü de. Hangisinin galip geleceğini aklımız ve kalbimiz belirler.
Fazlasıyla acımasız ..
Anlayamıyorum ben bu boğa güreşi meselesini… Nasıl bir zevkle yapıyor ve izliyorlar… Zulüm resmen hayvana yapılan şey. Nasıl insanlar nasıl vicdanlar bunlar. O kadar kızıyorum ki, Arada bir boğa da matadora saldırıp darbeler indirdiğinde hiç acımıyorum oh çekiyorum hatta iyi oldu diyorum az bile diyorum…..
Oysa bir insanın bir insana yaptığı kötülükten daha acımasızını bilmiyorum.
Günlük hayat içerisinde çok daha vahimlerini insanların insanlara yaptıklarını görüyorum.
Onlara ne demeli ne yapmalı onları ah… İnsan sıfatıyla dolaşan, insan kılıklı mahluklar… Ne kötü
Pis onlar. Kaka, e. Ne yazık ki sayıları da çok fazla.
çok çarpıcı.
kimi zaman labirentteki fare, kimi zaman arenadaki boğa…
Hayatımın bazı kesimlerini iki heceye tıkıştırdığımı düşünüyorum bazen: Heba.
son zamanlardaki hislerime tercüman. boğazımda yeterince düğüm vardı oysa
Hayat sürprizlerle doludur. Bazen çok büyük zorluklar sunar, zifiri karanlık olur, bazen aniden güneş doğar ve her yere ümit dolar.
yanlış başlayan şeyler doğru bitmiyormuş. öyleymiş
Başlamayanlar hiç bitmiyormuş.
aman bitmesinmiş madem, çok da fifiymiş
Başlamayan bir şeyin bitmemesi kadar merak uyandıran bir şey var mıdır?
bilmem, konu çok ilgimi çekmediği için bir yorumda bulunamayacağım
Belki de en güzeli hayaletleri takip etmektir. Bu daha ilginç sanki.
peki gerçek mi bu dünya…?
Je ne crois pas.
fakat ben fransızca bilmiyorum ki
İnanmıyorum. Bu dünya gerçek olamaz. Değil. Her şey aynı anda gördüğümüz bir halüsinasyondan ibaret.
ach schön wär’s…
Süper.
süper olan ne ?
ach schön wär’s…
feci alemsiniz siz
Hı hı.
güzelim yazılarını hiç ettim, hakkınızı helal eyleyiniz lütfen.
Yazılar zaten hiçti. Hiçbir problem yok.

yürümeyin o vakit öyle düşünceli düşünceli, ağlayasım geliyor burada
siz öyle düşünceli düşünceli yürüyorken benim burada ağlayasım geliyor ama
var gibi görünüyor ama.
Belki de vardır. Ya varsa?
Piki.
Geçti.