
Yüksek dağlarla çevrili bir kartal yuvasındayım. Uzun bir süre dağları yakından inceleme fırsatı buldum burada. Her dağın kendine has bir karakteri olduğunu keşfettim. Kimi uysal yuvarlak hatlı, kimi hırçın sivri kayalı, kimi soğuk buzullarla kaplı…
Dağcıların neden zirveye ulaşmak için hayatlarını riske attıkları ancak burada kavranabilir. Tüm zirveler, büyülü bir davetle kendine aşık ediyor bakanı. İnsanoğlunun derinliklerinde yer alan hükmetme arzusu, kana kana içmek istiyor zirveleri. Hele gece olunca… Yıldızların ve ayın fonunda şiir oluyor dağlar. İnsanın hayata bakış açısını değiştirebilecek nitelikte sihirli bir şiir… Sessizliğin çığlığında vahşi tabiyatın el değmemiş manzarasını seyrederken yaşamın sorunları önemsizleşiveriyor.
Aklıma Stephan Hawking’in söylediği bir söz geldi : ‘Yüz trilyon galaksiden birinde, orta büyüklükte bir yıldızın küçük bir gezegeninde yaşıyoruz.’ Evet, bu tür bir modelleme, sorunlarımızı değişik bir platformda değerlendirme şansını sunuyor bizlere.
Size sesleniyorum! Bu gezegende o kadar kısa bir süre yaşıyoruz ki; yaşamın sonsuzluğu içinde küçücük bir nokta gibiyiz. Bu sürecin tadını çıkarmaya çalışmalı. Eee.. Peki ne işim var benim burada? Allam delircem yaa. Vakit hızla akıyor ve ben şebelek gibi burda bekliyorum. Bayır aşağı kendimi salsam… Sanırım bu iyi gelecek… ( Bana ihtiyacı olanlar var diye haykırır ve koşarak uzaklaşır… )
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Cansız varlıkların fenomenal bir bilinci olmadığını kabul ediyoruz genelde. Bilgisayarın durduğu mas...
İlkokul öğretmenimi hatırladım şimdi. Tırnaklarını kulağımın kıkırdak dokusunun içinden birbirine...
Geçen gün film arşivimi toparlarken Matrix’e gözüm takıldı ve matrix dosyasının üzerine çift tıklayı...
2 Cevaplar Kime:“Dağlar büyüdükçe sorunlar küçülüyor…”
her anın tadını çıkarabilen insanlara ben de şapka çıkarıyorum.
Sayıları çok az sanırım.