
“John Forbes Nash (1928-2015) pek çok felsefecinin ahlak meselelerine yeni bir gözle bakmasına yol açan ‘oyun teorisi’nin öncüsüdür. ’Hayattaki durumlara bir tür oyun gibi bakarsak,’ der Nash, ‘başarmanın kazanmak olduğunu, oyunun rekabetçi olduğunu varsayıyoruz demektir.’ Ama bakışımızı değiştirirsek, pek çok durumun bir tarafın kaybedip diğerinin kazanmasıyla ilgisi olmadığını, iki tarafından karlı çıkmasının mümkün olduğunu görürüz. Fakat bu, rekabet fikrini bir yana bırakmak ve işbirliği unsurunu da işin içine katmak demektir.
Diyelim ki siz ve çalışma arkadaşınız şirket aracını keyfi kullanırken yakalandınız. Patron sizin şirket malını zimmetinize geçirdiğinizi de biliyor, ama ispat edemiyor. Size bir anlaşma öneriyor: İtiraf edip arkadaşınızı suçlarsanız yaptığınız yanınıza kar kalacak, arkadaşınız ise kovulacak, cezalandırılacak; yok eğer konuşmazsanız disiplin cezası alacaksınız, biraz da ücret kesintisi. Çalışma arkadaşınıza da aynı teklifte bulunulduğunu biliyorsunuz. İkiniz de itiraf edip ötekini suçlarsanız ikiniz de kovulacaksınız, ama patron olayı mahkemeye taşımayacak.
Nasıl davranmalısınız? İtiraf ederseniz kazancınız büyük olacak ancak karşı tarafın da aynı şekilde davranma ihtimali var; öyle yaparsa işinizi kaybedersiniz. Sessiz kalırsanız işinizi kaybedebilirsiniz, arkadaşınız sizi suçlarsa hapse bile girebilirsiniz; ama konuşmazsa bir uyarı ve ücret kesintisiyle paçayı sıyırırsınız. Dolayısıyla ikiniz için de iyi olan işbirliği yapıp konuşmamaktır. Kazan-kazan durumudur bu. İş birliği yapmazsanız, üstleneceğiniz riskler de büyür. Vicdanen de sizi en çok rahatlatacak çözüm iş birliği olacaktır.”
Teoriyi açıklayan hikaye her ne kadar etik açıdan tartışmaya açık olsa da, insanların kendi çıkarlarını düşünmek yerine, rekabetten kaçınıp iş birliği yaptıkları takdirde hep beraber kazanacaklarını göstermesi açısından teoriyi değerli buluyorum. Kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarının önünde görenler kısa vadeli çıkar elde etse de uzun vadede kendisine de zararı dokunacak bir toplumsal zarara sebep olacaktır. Oysa toplumsal çıkarlar gözetildiğinde zaten kişisel çıkarlara ulaşılma ihtimali çok daha yüksek. Belki de dünyayı iş birliği kurtaracaktır.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Hayata olan sevginiz en yüksek umudunuza olan sevginiz olsun ve en yüksek ümidiniz, en yüksek hayat ...
Hayat, hayat ismiyle anılır, ama gerçekte ölümdür.- Herakleitos Mutluluk her zaman gelecekte, değil...
Dışsal zaman, yaşamımızın zamanı olarak deneyimlediğimiz şeyin sadece küçük bir kesitidir. Saniye gö...