“Modern fizik ve Doğu mistisizminin arasındaki benzerlikleri ele alan kitap bilim ile spiritüalizm arasında köprü kuran yeni bir yazı türünü oluşturmuştur ve hala bir mihenk taşıdır zira daha önce fark edilmemiş olan bağlantıların heyecanını taşımaktadır. Bilim ve teknolojinin muzaffer göründüğü bir zamanda yayımlanan Fiziğin Tao’su şaşkınlık uyandırmıştır çünkü modern bilimin, spiritüel edebiyatın asırlar önce tarif ettiği ve açıkladığı tuhaf fiziksel fenomenlerle boğuşmakta olduğunu ortaya çıkarmıştır.”
“Newton teorisi mantıklıdır fakat Einstein’ın görelilik teorisi maddenin bizim duyularımızın bağdaştırdığı bir katılığa sahip olmadığını göstermiştir. Nesneler nesne değil, formun görünüş ve hissine bürünen enerjidir. Dünyanın doğasında katılık değil, sürekli hareket vardır.”
“Capra bir atomun çekirdeğinin, atomun bütününden 100.000 kat küçük olduğunu fakat atomun fiziksel kütlesinin hemen hemen bütününü meydana getirdiğini belirtiyor. Bundan anlayabiliriz ki bizim sandalye, elma veya bir insan olarak algıladıklarımızın, somut görünse de büyük kısmı boşluğa dayanan bir yapıdır ve somut nesne genellikle şiddetli bir titreşim halindedir.”
“Heisenberg’in deyişiyle, ‘Gözlemlediğimiz şey tabiatın kendisi değil, sorgulama yöntemimize tabi tutulan tabiattır.’ Yani sözde nesnelliğimizle gözlemlediğimiz doğadaki örnekler mutlak gerçek olmayabilirler, zihnimizin nasıl geliştiğini yansıtır. Biz atomik dünyanın bir gözlemcisi olmayı bırakır ve aslında onun bir iştirakçisi haline geliriz. Kuantum fiziğinden ve Hindu ve Budist felsefesinin iddiasından alacağımız ders şudur ki eylemi yapan, eylem ve eylemin nesnesi arasındaki ayrım sunidir. Hepsi birdir.”
“Fiziğin Tao’su’ndan sadece bir noktayı almanız gerekse bu, modern bilimin giderek evrenin spiritüel ve mistik kavramlarını daha sık tasdik ettiği olmalıdır.”
“Yirminci yüzyıl fiziğinin iki temel teorisinin (kuantum teorisi ile görelilik teorisi) bizi dünyayı bir Hindu, Budist veya Taocu gibi görmeye nasıl zorladığının en son zamanlarda submikroskobik dünya fenomenlerinin açıklamak için bu iki teoriyi birleştirmeye yönelik yapılan girişimlere baktığımızda bu benzerliğin nasıl kuvvetlendiğinin farkına varabiliriz. Burada modern fizik ile Doğu mistisizmi arasındaki paralellik son derece çarpıcı ve bazen öyle açıklamalarla karşılaşıyoruz ki bunları fizikçiler mi, yoksa Doğu mistiklerinin mi söylediğini anlamak neredeyse imkânsız hale geliyor.”
“Fizik ile spiritüalizm aynı madalyonun iki yüzüdür.”
Fritjof Capra
(Doğum: 1 Şubat 1939), Avusturya asıllı Amerikalı fizikçi.
1966 yılında Viyana Üniversitesi’nde “Yüksek enerji fiziği” konusunda doktorasını verdi. Fransa ve ABD’de, çeşitli üniversitelerde teorik fizikle ilgili dersler vererek, bu alanda araştırmalar yaptı, yazılar yazdı. Bu çalışmalarla birlikte, teorik fiziğin felsefi etkilerine eğildi ve modern fizik – doğu mistisizmi ilişkilerini irdeleyerek, her okuyucunun anlayabileceği sade bir dille kaleme aldı. Aynı doğrultuda birçok ülkede konferanslar verdi. 1975 yılında yayınladığı Fiziğin Tao’su adlı yapıtı, en çok satanlar listesine girdi. Capra, Berkeley’de Kaliforniya Üniversitesi’nde dersler vermektedir.
1975, The Tao of Physics.
1984, Green Politics, with Charlene Spretnak.
1982, The Turning Point: Science, Society, and the Rising Culture
1988, Uncommon Wisdom ISBN 0-671-47322-0,
1991, Belonging to the Universe: Explorations on the Frontiers of Science and Spirituality, coauthored with David Steindl-Rast and Thomas Matus.
1997, The Web of Life
2004, The Hidden Connections: A Science for Sustainable Living
2007, The Science of Leonardo: Inside the Mind of the Great Genius of the Renaissance
