content top

Toplum Sözleşmesi (1762) / Jean-Jacques Rousseau

Toplum Sözleşmesi (1762) / Jean-Jacques Rousseau

Cenevre doğumlu Rousseau, yaşadığı dönemin politik manzarasını gözden geçirerek, Toplum Sözleşmesi’nin ilk sayfasına şu ünlü satırları yazıyordu: “İnsan özgür doğdu ama şimdi nereye baksanız zincire vurulmuş durumda. Kendilerini başkalarının efendisi olarak düşünenler aslında onlardan daha muazzam köledirler.” Rousseau’nun on sekizinci yüzyılda hala bir miktar inandırıcılığı olan...

Devamı...

İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma (1748) / David Hume

İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma (1748) / David Hume

Hume bugün de empirizmi savunup metafiziksel spekülasyonu reddeden her türden felsefi ekolün koruyucu azizidir. Hume, akıl yürütme yetimizin aslında sadece dil becerilerimizin bir sonucu olduğuna ve ‘insan doğası’ ya da bugünlerde psikolojik dediğimiz şeyin beyin ve sinir sistemi hakkında daha fazla bilgi yoluyla açıklanabileceğine inanıyordu. John Locke ve George Berkeley’yi takip ederek akıl yürütmenin değil,...

Devamı...

Theodicee ya da Tanrının Haklı Kılınması (1710) / Leibniz

Theodicee ya da Tanrının Haklı Kılınması (1710) / Leibniz

Leibniz üst düzey bürokrat ve politik danışman olarak oynadığı role ek olarak, matematik (Newton’dan ayrı olarak sonsuz küçükler hesabını keşfetti ve ilk mekanik hesap cetvellerinden birini geliştirdi.), hukuk, optik ve felsefeye çok önemli katkılarda bulunan büyük zihinlerden biriydi. Bununla birlikte Leibniz, içinde yaşadığı dönemin laik düşüncesinin en uç noktasında yer almasına rağmen, Tanrı’nın...

Devamı...

İnsanın Anlam Yetisi Üzerine Bir Deneme (1689) / John Locke

İnsanın Anlam Yetisi Üzerine Bir Deneme (1689) / John Locke

John Locke dilin kendisindeki kesinlik ile çok ilgilenmiştir: “Muğlak ve manasız konuşma biçimleri ve dilin istismarı öyle uzun bir süre bilimin gizemleri olarak kabul edildi ve neredeyse hiçbir anlam taşımayan zor ve yanlış kullanılmış kelimelere, adeta reçeteli olarak, derin öğrenme ve spekülasyonun zirvesiyle karıştırma hakkı verildi ki bunların cehaletin kılıfı ve gerçek bilginin ayak bağı olduklarına...

Devamı...
content top