“Diğer olumsuz duyguların –öfke, üzüntü, hüsran, hatta keder- aksine pişmanlığın zor tarafı, farklı bir seçim yapsaydınız bu durumu önlemenizin mümkün olduğu hissidir.”
“Milyonlarca yıl boyunca basit ayrımlarla hayatta kaldıktan sonra, modern hayattaki seçimlerin fazlalığına biyolojik olarak hazır olmayabiliriz.”
“Çelişkili bir şekilde, Mutluluk seçeneklerimizi arttırmaktan ziyade onları azaltmakta yatıyor olabilir.”
Barry Schwartz
Schwartz 1968’de New York Üniversitesi’nden lisans diplomasını ve 1971’de Pennsylvania Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Hayatta seçenekleri sınırlama teorisine uygun olarak Schwartz aynı üniversitede 35 sene çalıştı. 1971’de Pennsylvania’daki Swarthmore College’da asistan yardımcısı doçent oldu ve şu anda bu üniversitenin Toplumsal Kuram ve Toplumsal Eylem alanlarında Dorwin Cartwright profesörüdür. Ayrıca genç yaşta evlenmiştir ve hala evlidir.
Schwartz öğrenme, motivasyon, değerler ve karar verme alanlarında birçok dergi makalesi yayımlamıştır. Diğer kitapları: The Battle for Human Nature:Science, Morality and Modern Life (1986), The Cost of Living: How Market Freedom Erodes the Best Things in Life (2001) ve E. Wasserman ve S. Robbins ile beraber Psychology of Learning and Memory.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
5 Cevaplar Kime:“Bolluk Paradoksu (2004) / Barry Schwartz”
Yatmakla kalmıyor,en doğru yolun bu olduğunu bizzat düşünüyorum ☺
****************************************
Belki de mutluluk seçimlerin azlığında yatıyordur.
Bu da ne istediğimizi ve istemediğimizi, daha doğru tanımı ile kim olduğumuzu bilmekle mümkün gibi. Yani herzamanki gibi “farkındalık”
****************************************
Farkındalığın farkında olmak da önemli sanırım.
Az olsun ama öz olsun diyorum ✌☺
*************************************
Kulağa çok hoş geliyor.
Kapitalist üretim anlayışı süreklü büyümek gerektiği hipotezine bağlı bir şekilde ÜRETİMİ; insanları,doğayı ve kaynakları SÜREKLİ BELLİ BİR KAYMAK KESİMİN LEHİNE olacak şekilde arttırıyor.Yani,çıktı arttıkça toplumun bir kesiminin ELİTİZMİ VE LÜKS YELPAZESİ KENDİNE YENİ KAYNAKLAR YARATMIŞ OLUYOR…Çünkü Kapitalizm bütün dünyada her yerde egemen şu anda ve paylaşımın Arttırılan üretim kapasitesiinin aksine Orta sınıfın bir kısmı hariç yoksul kesimlere asla sirayet etmediği herkes tarafından bilinen bir gerçek…Sınıf bilincine sahip olmayan kendi sınıfına DÜŞMAN KÖTÜLÜK TOPLUMLARI (yaşar nuri’den),Yani DİN’in kendisine ZENGİNLİĞİN ise bir kaç ELİT tabakaya verilmesine ses çıkarmayan ama SENDİKA DEYİNCE AKLINA ANARŞİST gelen,İş yerinde (DEVLETSE)MAKAMINDAN, ÖZELSE(SAHİPLİĞİNDEN) dolayı AMİRE VEYA PATRONA karşı tek kelime edememenin hüznünü yaşamayan,aksine PATRON veya AMİR tarafından kendisine PATRON veya AMİR edasıyla, ağırlığıyla davranılmadığı zaman(İDEALİST AMİR VEYA PATRONLAR) AMİRİNE veya PATRONUNA değer vermeyen KÖLECİL(OSMANLIDAN MİRASTIR,PADİŞAHA KULLUK) EMRE AMADE olan ve Kendi ASTINA da aynı şekilde davranmayı bir HAZZA çeviren aşağılık bir toplumda yaşıyoruz…Televizyon dizilerinde DİKKAT EDİN HER GÜN KAPİTALİZMİN AŞAĞILIK SALTANATI YÜCELTİLİYOR…Burjuva sınıfını geçtik ARİSTOKRAT SINIFLAR ,yoksul kesimlere PATRONAJ YAPTIRIYOR hergün…Kiralık aşk,çilek kokusu,adını sen koy,no:309,Gülümse Yeter,Yüksek Sosyete ve benzeri bir çok dizi HERGÜN BİZE KAPİTALİZMİN EN AŞAĞILIK YÜZÜNÜ DAYATIYOR VE PARASIZ İNSANLARIN SERF,PARYA OLMAYA MAHKUM OLDUĞUNU anlatıyor…Tarık Akan gibi ,Cüneyt Arkın gibi Yılmaz Güney gibi siyasi görüşleri arasında belli farklar bulunsa da EMEĞ’e değer verenler EMEK’ten bahsedenler artık yoklar…Pkk’nın kendine sol yaftası vurup kendini bu şekilde pazarlaması yüzünden SOL VE EMEK DEĞERLERİ’nden bahsetmek sanki UTANILACAK bir terörist faaliyetmiş gibi algılanmaya başladı..gerçi bu da sağ iktidarların ekmeğine yağ sürdü ve solu ve sendikacılığı hep bu şekilde yıprattılar…Sendikalar etkin ve faal olmadığından DEVLETTE AMİR,ÖZELDE PATRON ALİ KIRAN BAŞKESEN haline geldi ve Burjuva zedvkllerine ve emirlerine itaat etmeyenlerin kalemlerini hemen ve derhal kırma cüretini göstermekte ne bir korku ne de bir terddüt,endişe duymuyorlar…Ailesi Madende çalışan birisi(izlediklerine kesinlikle eminim) nasıl olur da YUKARIDA BAHSİ GEÇEN DİZİLERİ zevkle izleyebilir….Türkiye’de herkes maalesef bu yaşam tarzlarına öykünmekte,bunu sorgulayanları sermaye düşmanlığı ile suçlayıp çalış senin de olsun demektedirler….herkes bilir ki bütün bu zenginlikler (istisnalar her zaman vardır) çok çalışmayla elde edilebilecek şeyler değildir…Hile,nitelikli hırsızlık ,rüşvet ,arazi kapatma, tefecilik vbbb…. bu tür üç kağıtlarla zengin olunabilinir…SOSYALİZM kesinlikle en sevdiğim düzen…KÜBALI OLMAK İSTERDİM…Bazıları oradaki yaşam standardını düşük buluyorlarmış…eee sen Türkiye’deki Tv dizilerine kaptırırsan kendini(sıçmaya da araban ile gidersen) tabi Küba’nın NAMUSLU DÜZENİNE pis nefsine(YETİMLERİN ÖKSÜZLERİN HAKKINI GASPEDEREK) dur diyemediğin için KÜBA’nın NAMUSLU DÜZENİ hoşuna gitmez…Ve senin arabana benzin koyabilmen içinm birileri başkaldırmamalı…başkaldırırlarsa araban da olma benzinin de…onlara(Cahil,yoksul ama aynı zamanda Yaşar Nuri’nin dediği gibi kötü niyetli halka) DİN senin arabana ise BENZİN…güzel deyiş-tokuş…ve herkes mutludur…TV dizilerinde Patronunun iki dudağı arasında DOMALMAYA BİLE RAZI (EMEKÇİ diyemiyorum kusura bakmayın) “İŞGÜCÜNÜ KİRAYA VERENLER” ve Patronların SİKTİR ÇEKTİĞİ(İşten kovduğu) birçok sahne izledim….Bütün dizilerde aynı…Ya diğer zırva programlar(Kısmetse olur ve Eşim bilir vb), :gençleri bir odaya doldurup onların arasında Oluşması ELZEM OLAN REKABET VE DÜŞMANLIKLARI topluma İŞTE SİZ BUSUNUZ ,HEPİNİZ AYNI BOKUN SOYUSUNUZ BİRBİRİNİZE DÜŞMAN OLMAK ZORUNDASINIZ…Bakın her yerde GRUPLAŞMALAR VE ÖBEKLEŞEMELER VAR…Bir gruba Dahil olmayan herkes yok olur,üçüncü kişilere karşı herkes kendi grubunu oluşturup savaşsın anlayışı(ama üye olunan gruba dahi zamanı gelince ihanet edip saf değiştirmek de var bu işin içinde,sadakat kapitalizmin kitabında yoktur,zaten EMEK DAYANIŞMASI DIŞINDA Davaya SADIK KALINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR), Çünkü Emekçi kesimlerin örgütlü (eğer varsa) çıkar birliği,sınıf birliği/bilinci bunu kişiye dayatır…ve aralarına ABD EMPERYALİZMİ nifak sokmazsa bu birliği hiçbirşey kolay kolay bozamaz…Maalesef hepimiz BİR ÜSTÜMÜZÜN KÖLESİ HALİNE GELDİK…BÜTÜN MESLEKLER EŞİT VE KUTSALDIR(MEZAR KAZICILIK,ÇÖPÇÜLÜK VB ) Fakat KAPİTALİZMİN ETKİSİYLE Makamını ve Mesleği ölçüsünde elde ettiği GÜCÜ diğer insanları YÖNETMEK VE KENDİNE BAĞIMLI BİR ŞEKİLDE KÖLELEŞTİRMEK için veya buna karşı koyabilmek için TOPLUMUZDA İNANILMAZ BİR ŞEKİLDE YÜKSELME VE ZENGİNLEŞME ARAYIŞI VAR…HERKES TERFİ ETMEK,DAHA ÜST MERTEBELERE geçmeye çalışıyor…Çünkü DÜZENİMİZ altta kalanın canı çıksın düzenine dönüştü…TÜRKİYE’nin şu yoğun gündeminde KAPİTALİZMİN AĞIR BASKISI hiç konşulmuyor…Kendisini SOLCU olarak tanımlayanlar dahi bunlardan bahsetmiyor…Kapitalist ÜRETİM YÖNTEMLERİ ile elde edilen DÜNYA HASILASI maalesef BİR ANTİLOP LEŞİ gibidr…ve hiç kimse bu leşten beslenmeyi reddedemez…mesela BEN EMEĞİMLE ÇALIŞIYORUM diyor olabilirsin ama ELDE EDİLEN ÇIKTI EMEK SONUCU değil Kan sonucu ,Gözyaşı sonucu,Fuhuş ve uyuşturucu sonucu,rant ve fazi sonucu elde ediliyor….Yani ELDE EDİLEN ÇIKTIDAN SANA DÜŞEN ZERRE DE O LEŞİN BİR PARÇASI OLDUĞUNDAN,SENİN EMEĞİN İLE ÇALIŞMANIN HİÇBİR ANLAMI KALMIYOR…LEŞİ ÖNCE ARSLANLAR ½90 YİYOR,SONRA SIRTLANLAR VE ÇAKALLAR,SONRA AKBABALAR VE SONRA BAKTERİLER (YANİ GENİŞ HALK KESİMLERİ)…Dünya düzeni maalesef leş düzeni ve hiçkimse kendisini bundan münezzeh göremez…
Küresel kapitalist sisteme eklemlenmiş olan hiçbir ülkedeki EMEK kutsal değildir…Çünkü birey bir şekilde eline geçen paranın ABD’nin Irak’ta ve Libya’da halkın üstüne düşen bombaların satışından elde edilmediğini bilemez…Sıra senin ülkene gelene kadar BOMBA,SAVAŞ,PETROL,UYUŞTURUCU,FUHUŞ VE FAİZ düzeninin ÜRETİM VE TÜKETİM ÇIKTI PROSESLERİNİ kabullenmek zorundasın…ABD Irak’ta Milyonlarca kişiyi katletti diye ABD’ye yaptırım uygulayamazsın,aksine o sana KAPİTALİST OLMADIĞIN VEYA MİLLİ DURDUĞUN için yaptırım uygulatır…Kahpe dünyanın kahpe düzeni…Bu dünya da Hiç kimse kendini belli ideolojiler veya belli seçimler ve duruşlar üzerinden kutsamaya kalkmamalı…Çünkü kutsal olan hiçbir şey yok… DÜZENE UYMAYA MECBUR KALIYORSAN,KİM OLDUĞUN ÖNEMLİ DEĞİL…NİYETİN DE ÖNEMLİ DEĞİL…sen ZIMNİ OLARAK DÜZENİN BİR TÜKETİCİSİN…BEN HALA ÜLKELERİN ARTAN NÜFUSLARINA ORANLA, NÜFUS ARTIŞININ GETİRDİĞİ EK YÜK HARİCİNDE, NEDEN DAHA FAZLA BÜYÜMEK ZORUNDA OLDUKLARINI HİÇ BİLMİYORUM…Dünya çok kötü bir noktaya gidiyor ve gözlerini kapatıp düşünmemeye çalışmak bunu geciktirmeyecek…Mars’a falan da gidemeyeceksiniz…ABD dünyadaki bu Ekonomik Büyüme’nin bir gün sürdürülemez boyutlara geleceğini ve insanlığın büyük kısmının belki de tamamının yok olmak ile karşı karşıya kalabileceğini eminim biliyordur…Buna karşı MARS’ta kolonileşmek gibi hayaller kurduğu bir gerçek…Kapitalizmin yarattığı tahribata dur demek yerine (belki de kapitalizm olsun ya da olmasın kaçınılmaz bir şekilde yokolıuş yaklaşıyordur,mesela yellowstone’nun altındaki jeomorfolojik riskin birgün dünyada yaratacağı dehşetengiz yokoluşa bir önlemdir) ….Dünya artık ÇOK TEHLİKELİ VE AYNI ZAMANDA ÇOK AŞAĞILIK bir hale geldi…ve GENİŞ KİTLELER BELLİ BİR TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ İLE UYUTULUYOR….Dünyayı TANRI direkt müdehale ederek yönetmediğine göre EN GÜÇLÜ KONUMDA BULUNANLAR kimse onlar TANRICILIK OYNUYORLAR…yani en güçlü kimse Tanrı O’dur diyorlar …Tıpkı Nemrut gibi…ama Aynı Güç odakları GENİ,Ş TOPLUM KESİMLERİNİN DAHA DİNDAR OLMASINI POMPALIYORLAR…AMA AYNI ZAMANDA CİNSEL YOZLAŞMA DA POMPALIYORLAR…AYNI ZAMANDA KAPİTALİST REKABETİ, DE POMPALIYORLAR…AYNI ZAMANDA ETNİK DÜŞMANLIK DA POMPALIYORLAR…ve ne yazık ki,bu pompaladıkları şeyler çok güçlü…Şeytanın insanı kandırmada kullandığı ne varsa hepsi mevcut…Artık hiç kimse MASUM ve KİRDEN MÜNEZZEH değil…İNSANLIK BOK ÇUKURUNDA DEBELENİYOR…