“Alberd Bandura 1960’ların başında, Davranışcılığın bir versiyonunu geliştirdi; buna önce Sosyal Davranışçılık, sonra da Sosyal Bilişsel Teori adı verildi. Bu teoriye göre davranışın, ortaya çıkabilmesi için ille de doğrudan pekiştirilmesi gerekmez. Başkaları yalnızca gözlemleyerek ve başkalarının yaptıklarının sonuçlarını görerek de öğrenmek mümkündür. Bu ikinci elden öğrenmeye, dolaylı öğrenme ya da Gözlem yoluyla öğrenme adı verilir.
Bandura 1963’de yaptığı çok basit bir deneyde iki grup çocuk kullandı. Deney grubundaki çocuklar, oyuncaklarla dolu bir odaya giren ve Bobo adındaki şişme bir oyuncak bebeğe şiddetle kötü davranan bir erişkini izlediler. Kontrol grubundaki çocuklar ise, bu bebekle güzel güzel oynayan bir erişkini izlediler. Daha sonra, çocuklar teker teker oyun odasına yalnız başlarına bırakıldı ve filme kaydedildi.
Doğrudan hiçbir teşvikte bulunulmadığı halde, Deney Grubu, Kontrol Grubundan anlamlı düzeyde daha saldırgan davranışlarda bulundu. Buradan belirli bir pekiştirici olmadan dahi, çocukların bir modelin davranışını kendilerinden taklit ettikleri sonucuna varmak mümkündür.”
Aslında bu deney, çocukların şiddeti belirli bir şekilde taklit ettiklerini kanıtlayan ilk deneydir.
Çocuklarımız Kurtlar Vadisi, Behzat Ç. gibi diziler ve haberlerdeki terör, şiddet, vahşet görüntüleriyle büyüyorlar. Ekranlarda rol modellerin, gözünü kırpmadan diğer insanları nasıl öldürdüklerini, işkence ettiklerini izliyorlar. Tüm medyada politikacıların açıklamaları tehdit, küfür, şiddet dolu. Çocuklar nereye baksalar, aynı görüşü paylaşmadığın kişilerin aşağılanmasının, yok edilmesinin ne kadar doğal olduğunu görüyorlar. İnsan hayatının değersizliği fışkırıyor medyadan.
Diğer yandan şiddet, dehşet ve ölüm gibi simgelerin insanı büyülediğini ve bilinçaltını köleleştirdiğini çok iyi bilen medya, daha fazla reyting, daha fazla para için bu simgeleri kullanmaktan geri kalmıyor. Her geçen gün aynı etkiyi sürdürebilmek için dozajı artırıyorlar.
Sonra biz büyükler, Neden herkes birbirini öldürüyor? Neden kadınlara tecavüz ediliyor, dövülüyor? Neden terör bitmiyor? diyoruz.
Bitmez! Çünkü onu biz besliyoruz.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
9 Cevaplar Kime:“Oyuncak Bebek Bobo ve Şiddet.”
İşte üzerinde önemle durduğum bir konu çok hassas ve ince bir konu “Çocukların yetiştirilme tarzı ” ……ve bu filmlerle ilgili anlatmak istediklerim çocuklar başta olmak üzere topluma aşılanan kötü duygular.Zaten böyle şeylere yatkın bir milletiz.Hepten imha oluyoruz.
Ve çocuklar ve çocuklar …Dünyanın eşsiz çakma jandarması ABD söz sahibi olduğu sinema endüstürisinde durumun vehametini çoktan farketti, etti etmesine de birkaç nesil ve diğer ülkeler de dahil olmak üzere helak oldu olacağı kadar.Şimdi akıllarısıra sevgi aşılayan filmler çevirmeye çalışıyorlar,aile bağlarının önemini vurgulayan filmler yapmaya çalışıyorlar inşallah verim elde ederler.
Eh Türkiyem’de bunlardan nasibini fazlasıyla alıyor.Bu tür filmlere öylesine sahip çıkılmış ve öylesine ayyuka çıkarılmış ki onlara verilen önem yayın saatlerinde zaman duruyor.Ve psikolojide ki en temel güdülerden biri de tabi ki şiddet….
Yaşasın Şiddet ……Çok büyük bir marifet ya…..ama tabi filmi çeken amcamlar paraları katlıyor orası ayrı kim sinemaya götürür Yalova Kaymakamını dimi ama….
Çocuklar Çocuklar artık çizgi filmlerinde bile silah var piley siteyşinlere hiç girmiyorum bile….. Üç beyaz canavarları haline getirilmiş ( un ekmek şeker ) çocuklar obez bunalımlı sıkıntılı hiçbirşeyden memnun olamayan anahtar çocukları,kök salmak için yapılmış çocuklar vb çocuklar….
Neyse bu konu bitmez…çocukların ne derece katledildikleri konusu bitmez….bitemez de
*************************************
İşin korku veren yanı, çocuklar büyüyor.
Yaralanmış, darbeli beyinleri, büyüyen bedenleri içinde küçülüyor.
Evet öğrendikleri şiddet, dehşet ve terörle organik olarak büyürken, zihinsel olarak küçülüyorlar.
Bir kaç nesil sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını ön göremiyorum.
eyvah çocuklar
ah çocuklar
ne yazık ki çocuklar
hep çocuklar
vah vah vah çocuklar
*********************************
Onlar büyüdüklerinde kendimiz için vah diyeceğiz sanırım. Vah bize. Ağk.
Yine çok anlamlı, uyarıcı, ders verici, acı gerçekleri insanı kahredercesine ortaya koyan bir yazı. Kaç kişi olursa olsun, ulaşabildiğin kadar insanı aydınlatmaya yönelik bir misyon üstlendiğini düşünüyorum. Yani bunlar sadece kendi kendine yaptığın sayıklamalar değil. (Etiket’ten de anlıyoruz bunu aslında) Bu derece duyarlı olduğun ve yapmaya çalıştıkların için teşekkür ediyorum.
Neyse, sonuç değişmiyor, çocuklar kötü ve zararlı örneklerle büyüyorlar. Bu furyadan sağlıklı ve hasar almadan kurtulabilen kaç çocuk kalacak geride, çok merak ediyorum. Aynı zamanda da geleceklerinden korkuyorum. Nasıl bir dünyada yaşayacaklar? Nasıl bir dünya oluşturacaklar? Kurunun yanında yaş da yanacak. Gözünün içine baktığım biricik yavrumu gelecekte nasıl bir yaşam, nasıl insanlar bekliyor? Çok endişeliyim oyumben…
*******************************
Yazdıklarımı bir misyon olarak görmekten çok içimde birikenlerin kelimelerle dışa vurumu olarak nitelendiriyorum. ( Elimde değil bazen çok kalabalık geliyorlar. ehi.)
Bu arada yerinde bir endişen var.
Üstelik geriye kalan az sayıda çocuk, diğerleri tarafından besin maddesi olarak kullanılacaklar. İmdatt…
Cunku bu zincir halinde gidiyor. Butun cocuklar ogrendikleri gordukleri sekilde bir sonrakine aktariyor…Icinde bulundugun ortam cok onemli.
***************************************************
İşin vahim tarafı zincir en zayıf halkası kadar güçlü olabiliyor ancak.
Bu ortamda zincir değil pamuk ipliği görüyorum ben.
Üzülüyorum…
*************************************
Üzülmene üzüldüm.
üzülmüyorum çünkü suçlu benim…
en başta ben çocuklarıma bunları izlettiğim için ve sonra bunları izletenleri uyarmaktan öteye gidemediğim için ve bunları yayınlamalarına hala izin verdiğim için en sonda da ben hatalıyım…
elimizi taşın altına koyalım lütfen !
toplumlar layık olduğu şekilde yönetilirler.
*********************************
Kayanın altında kaldım.
Bi çıksam ne yapacağımı biliyorum.
ve bu hep böyle sürüp gidecek
Hiç belli olmaz. Her şey aniden değişebilir.
Hiçbir çocuğun ve biz büyüklerin dahi, rengarenk balonlarımızın hiç sönmemesi dilekleriyle.. eace:
*******************************
Kahrolsun balon patlatıcıları.
Yaşasın renkli balonlar!!!