
*“En çok sevdiğin yemek hangisidir babacığım?”
“Hepsi, hepsi oğlum. Şu yemek iyidir, öbürü kötüdür demek büyük günahtır.”
“Neden? Bir seçme yapamaz mıyız?”
“Hayır efendim, yapamayız.”
“Ama neden?”
“Çünkü aç olan başka insanlar var.”
*Bir zamanlar diyorum ki: Bu Türk’tür, bu Bulgar’dır ve bu Yunan’dır. Ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim… Neden? Çünkü bunlar Bulgar’mış ya da bilmem neymiş… Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum: Hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hepsi bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. Ulan , ister iyi, ister kötü olsun be! Hepsine acıyorum işte… Boş versem bile, bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrısı ve karşı tanrısı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek… Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be… Hepimiz kurtların yiyeceği etiz…
*Gerçek mutluluk budur: hiçbir yükselme tutkun olmadan bütün o tutkulu olduğun yüksekliklere erişmişsin gibi köpekçesine çalışmak. İnsanlardan uzak yaşayıp onları sevmek ve onlara gereksinme duymamak.
*Ben bir Denizci Sinbad’ım; çok yer gezdiğim için değil, asla! Ama, çaldım, öldürdüm, yalan söyledim, bir sürü kadınla yattım. Bütün kutsal buyrukları çiğnedim. Kaç taneydi onlar? On mu? Neden yirmi, elli, yüz olmasın da, hepsini çiğnemeyeyim be? Ama, Tanrı varsa eğer, yarın onun önüne çıkmaktan da asla korkmayacağım. Anlaman için sana nasıl söylemeliyim bilmem ama, bütün bunların hiçbir önemi yok. Şimdi Tanrı, yeryüzündeki bazı ufacık kurtları gözetleyip de hesap tutmaya tenezzül eder mi hiç? Yanımızdakinin kurt yuvasına sataşıp üstünden geçtiğimiz ve Çarşamba ile Cuma günü bir lokma et yediğimize kızar, bizi azarlayıp tatlı canını üzer mi?
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Tanrı'nın kitapları, melekleri ve peygamberleri var. Günahları ve sevapları var. Cenneti ve ce...
Milton Modeli Dil Kalıbı: Konuşma Önermesi
İnsanı Tanıma Sanatı (1927) / Alfred ADLER
Tek Cevap Kime:“Zorba / Nikos Kazancakis – II”
“Hay yok olasınız, azgın boğalar!”
****************************
Keşke.