
GES… Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı… Yıllarca “dinleme ve istihbarat” denilince akla gelen ilk kurumdu…
Soğuk Savaş döneminde Amerika tarafından Sovyetlere karşı elektronik ve sinyal istihbaratı toplamak amacıyla 1957 yılının sonunda kuruldu…
Kimi “Bayrak Garnizonu” olarak, kimi “Derin Kulak” kimisi de “Türk Echelon’u” olarak adlandırdı…
Burada yer alan dinleme cihazları ve antenlerin, Afganistan’dan Somali’ye kadar Türk birlikleriyle doğrudan kriptolu haberleşmeyi sağlayan, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkelerinden elektronik izleme yapabilecek kapasite ve potansiyele sahip olduğu iddia edildi…
Aynı Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi GES’te TSK içindeki her kuvvetten personel bulunmaktaydı… Denizci, Karacı, Havacı…
2012 yılının başında Başbakanın talimatıyla MİT’e devredilen Türkiye’nin en gelişmiş elektronik istihbarat ve dinleme üssü olduğu söylendi…
Devirden; GES ve MİT’in faaliyetlerini daha iyi koordinesi ile iş tekrarının önlenmesi amaçlandı… Özetle istihbarı zafiyet ve diğer olumsuz olaylarda her kafadan bir sesin çıkmaması içindi… Ama bu devir işlemine özellikle siyaset-asker ilişkileri bağlamında siyasi-sembolik anlam yükleyen de vardı…
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi, “Bayrak Harekâtı” kod adıyla yapıldığı ve dönemin tüm elektronik muhabere işlemlerinin yürütüldüğü istihbarat birimi olduğu düşünüldüğünde bu husus göz ardı edilmemeli…
Son yıllarda ise bambaşka olaylarla ön plana çıkmaya başlamıştı GES…
Örneğin, 2008 Şubat’ında GES Komutanı Tuğgeneral Münir Erten’e ait olduğu öne sürülen ve 2 gün sonra Kuzey Irak’a başlatılacak sınır ötesi harekât ile ilgili bir telefon konuşmasının kaydı, internette yayınlanmıştı…
Ayrıca Uludere, Dağlıca baskını gibi yakın tarihimizde skandala yol açan acı ve vahim olaylarda da her türlü iddianın odağında yine GES vardı…
Ve son olarak, sözde “İstanbul Askeri Casusluk, Fuhuş ve Şantaj” davasında… Ekim 2010’da GES’de “arama” yapıldı… Bnb.Tamer KARSLIOĞLU, Astsb.Adnan YILMAZ ve Astsb.Ali Haydar ESER’in GES bilgisayarlarındaki tüm veriler kopyalanarak incelemeye alındı…
Arama kararını kim verdi, imajlara sonra ne oldu takdir sizin ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı incelemede hiçbir suç unsuruna rastlanmazken bu üç “özel yetenekli” kişi bir anda sanık olup “casus” ilan edildi…
GES’İN ÜÇ “ÖZEL YETENEKLİSİ”…
Bakın bakalım; İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne inandırıcı gelmediği için savunmalarına itibar edilmeyip mahkûm edilen bu üç “özel yetenekli” kişinin hikayesi sizi ikna edebilecek mi?
Bnb. Tamer KARSLIOĞLU, Astsb. Adnan YILMAZ ve Astsb. Ali Haydar ESER… Üçü de aynı birimde görev yapıyorlardı… Ve aynı odada…
Görev yaptıkları birime girmek her babayiğidin harcı değildi… Hele öyle cep telefonu, kayıt cihazı, dijital veri depolayıcıları vb ile girmek imkansızdı… Hatta bu istihbarat köyünün lojman kısmın da bile klerans kartlarının taşınması zorunluydu…
Sözde “İstanbul Askeri Casusluk, Fuhuş ve Şantaj” davası mahkûmu bu üç kişi TSK’da görevli subay-astsubayların özel hayatları ve cinsel yaşamları ile ilgili mail ve msn yazışmalarını temin ettikleri iddiasıyla suçlandılar… Adnan 18, Tamer 15, Ali Haydar ise 4 kişinin e-mail ve msn yazışmalarını temin etmekle suçlanıyordu…
İşin ilginç yanı fişledikleri iddia edilen bu kişilerden hiç biri, bir diğerinin fişlediği kişiyi fişlememişti… En önemlisi ise bu dijitaller üç kişiye isim isim paylaştırılmıştı “kumpasçılar” tarafından…
Örgüt çok gizli hareket ediyordu ya, birbirlerinden bile haberleri yoktu… Ve daha da enteresanı bu üç kişi aynı hücrenin üyesi olup hepsi de Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından üyelikten örgüt yöneticiliğe terfi ettirilen Seyfettin ALEVCAN’a bağlıydı… Tabii ki ne bu üç kişinin örgütün diğer üyeleriyle ne de Seyfettin ALEVCAN ile tek
BNB. TAMER KARSLIOĞLU…
1969 yılında Mardin’de doğdu… Emekli astsubay çocuğu…1993 yılında Muhabere Teğmen olarak katıldı orduya… Karacı, yani savaş gemileriyle vb. hiçbir ilgisi yoktu, olmadı da… Yüksek Lisansı var… Ayrıca Microsoft’un tüm dünyada geçerliliği olan “Sistem Mühendisliği” ve “Veritabanı Yöneticisi” dahil 3 uluslararası sertifikaya sahipti… Bill Gates imzalı… Tam 67 takdir ve ödülü var… Daha da güzeli Genelkurmay Başkanlığı’na Adli Bilişim konusunda Bilirkişilik yapıyordu… “Balyoz Davasının” ünlü bilirkişisi akla geliyor hemen…
GES’de ağ güvenliğini sağlamak, terör örgütünden ele geçirilen şifreli dijital dosyaları çözmek sadece görevlerinden bazılarıydı…
Tamer Binbaşı, kendisinde ele geçirilmemiş, kendisine ait olmayan, kendisinin oluşturmadığı 2 adet word dosyası ile 7 yıl 5 ay hapis cezası aldı…
Yargılama boyunca “Bu belgelerin imajları verilsin, iddia ediyorum bu belgeleri kimin yaptığını ve nerede yapıldığını ispatlayacağım“ diye feryat etmesine rağmen verilmedi…
3 Uluslararası sertifikaya sahip, “metadata” ve “bilgisayar güvenliği” konusunda uzman bilirkişi Tamer, sözde oluşturduğu iddia elden 2 adet word belgesine TC numarasını yazacak kadar da saf bir “casustu”…
Tamer de GES’in devrine kurban gitti… Birileri onu yeniden yapılandırmada orada istemiyordu…
Son kaydetme tarihi, oluşturma tarihinden önce olan isminin yazıldığı bir word belgesi ile Binbirbindir.ppt adlı bir dosya… Binbirbindir.ppt adlı bu dosya tam 2 sene sonra sözde “İzmir Askeri Casusluk” dosyasında tekrar karşımıza çıkacaktı… Ama hepsi tesadüftü…
“GES YENİDEN YAPILANDIRMA”…
Bu üç “özel yetenekli” kişi, kendilerinde ele geçirilmeyen, kendilerine ait olmayan, kendilerinin oluşturmadıkları dosyalar yüzünden mahkûm oldular…
Bu üç kişinin görev yaptığı birimdeki bilgisayarlar tamamen birbirinden bağımsız ve internet dahil herhangi bir bağa bağlı değildi…
Çalışma ortamlarında tek başlarına çalışmalarına müsaade edilmeyen, personeli birbirinin bilgisayarlarını görecek şeklide konuşlandırılmış, giriş çıkışları parmak izi okuyucuları ile gerçekleşen ve odaları kamera ile 24 saat denetim altındayken “casusluk” yaptılar…
Askeri telefonla yapılan tüm görüşmeler kim, nereyi ne zaman ne kadar süre ile görüştüğünü tespit edecek şekilde kayıt ediliyordu… Bu kadar sıkı güvenlikli bir birimde 2 odada 5 kişiydiler… Ama bu üç “özel yetenekli” kişi neden seçildi, kim, neden istemedi onları GES’de bilinmez…
Sahte dijitallerde oluşturulan yerde “Bayrak” ifadesinin bulunması bu belgelerin GES’de hazırlanmış gibi gösterildiği algısı oluşturularak bir nevi mesaj veriliyordu…
Aynı şekilde “GES yeniden yapılandırma” adlı sahte bir dijital ile 109 kişi fişlenmişti… Aslında birileri GES’in devrini ve sonrası yapılandırmasını çoktan planlamıştı… Bu 109 kişi kimdi, akıbetleri ne oldu hiçbir zaman öğrenemedik…
İyi de bu “casuslar” yaklaşık 5 Bin kişinin görev yaptığı GES içinde başka hiçbir birimde yokta neden hepsi bu birimde toplanmıştı… Kimse merak etmedi… Merak edenler de cevabını bulamadı…
Evet, GES içinde “casuslar” vardı…Ama bu 3 “özel yetenekli” kişi değil…
Asıl “casuslar”, GES Komutanı’nın kurum içi konuşmalarını bile kaydederek internette servis edip, bölücü terör örgütüne yapılacak operasyonu deşifre edenlerdir…
Saygılar…
Av. Mahir Işıkay
Gazeteden Okumak İçin Tıklayınız!
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Sebepler Sonuçlardan Önce Gelir - Tamer Karslıoğlu
Digital terörün hakim olduğu ortamda “Adalet”in kötü yola düşmesinden daha doğal ne olabilir ki.. Ah...
Allah’ım mutluyum!
