
Adalet ve özgürlük… Böyle büyük kavramların karadelik gibi olduğunu düşünmeden edemiyorum. Her şeyi yutmaya hazır bir karadelik, kendini bile.
Ormesson “Sorun, kişinin her zamankinden daha zorunlu, daha kutsal özgürlüğünü, yeni yaşam koşullarının gerektirdiği kolektif toplum düzeyine ulaştırmaktır.” demiş. İçinde yaşadığımız insan topluluğunun her geçen gün kolektiflikten uzaklaştığını, fakat bireyselliğe yaklaştığı için değil, soysuzlaştığı için bu mesafeyi kat etiğini düşünüyorum. Tarih bu denli soysuz ve insanlıktan uzaklaşabilen, umursamaz bir toplum yaratabilmiş midir acaba? Bu ne kadar aşağılık bir akıldır. Akılsızlığı böyle sefil bir akla yeğlerim ben. Çok dikkatle baktığında anlıyorsun; adalet ve özgürlük kavramlarının birbirinin kuyusunu kazdığını. İnce bir akıl sezebiliyor ancak bu düşmanlığı. Herkese özgürlük adaletsizlik olabileceği gibi katıksız bir adalet özgürlükleri kısıtlamıyor mu?
Fakat düşündükçe anlıyorum. Ne özgürlüğün kısıtlanması ne de adaletsizlik canımı yakan. Kesin inançla bilenmiş kör akılların, kendileri gibi olmayı kabul etmeyecek insanların boyunlarına dayadıkları bir testereye dönüşmüş bu bitmek bilmeyen yok etme arzusu beni kahreden. Dünyadaki en vahşi hayvandan daha acımasız şekilde ve yaşadığı coğrafyanın, o batılın, o kılık değiştirmiş bağnazın, o şark kurnazlarının Şeytan tarafından eğitilmiş zekasıyla saldırıyorlar üzerimize. Henüz bu seviyesizliği tanımlayabilecek bir kelime bulamadım sözlüklerde.
Fakat onurlu bir yürek. Tek bir yüreğin bile varlığı her şeye bedel işte. Adalet bir karadelikse eğer, umut evrenin kendisi bence…
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Mantık yararlıdır ve doğruluğu sağlayan savlar incelenmelidir. Şimdi, “Bu cümle yanlıştır.” tümce...
32 adet metronomu statik bir yüzey üzerinde birbirinden bağımsız tetiklediğinizde belirsiz bir şekil...
Şu an bulunduğum yerde yaşadığım süreç içersinde; daha önceden hissettiğim fakat tam olarak adını ko...
2 Cevaplar Kime:“Adalet ve Özgürlük”
diyemiyorum bişey.
Bazen en fazla şeyi bir şey demeyerek demiş oluruz.