Entellektüel Fahişeler…

Marks’ın arkadaşı gazeteci Swinton, 1880 ‘lerde New York Times’ta yazıyor. Gazete satın alındıktan sonra düzenlenen toplantıda, davetli gazeteciler basının onuruna kadeh kaldırmak üzere kürsüye çağırıyorlar onu. Swinton elindeki kadehiyle kürsüye çıkıyor. Çıt yok…

Ve tarihi cümleler dökülüyor bir bir ağzından.

“Dünya tarihinin şu anına dek, Amerika’da “Özgür bağımsız basın” diye birşey olmamıştır. Bunu siz de biliyorsunuz biz de…” diye başlıyor sözlerine; “Hiçbiriniz düşündüklerinizi olduğu gibi yazmaya cesaret edemezsiniz. Bunu yapmaya kalktığınızda yazdıklarınızın önceden basılmayacağını bilirsiniz çünkü. Çalıştığım gazete bana düşüncelerimi özgürce yazmam için değil, tersine yazmamam için haftalık bir ücret ödüyorlar. İçinizde benzer biçimde benzer ücret alan başkaları da vardır. Düşüncelerini açıkça yazacak kadar salak olan herhangi biri, sokakta başka bir iş arıyor olacaktır. Gazetemin herhangi bir sayısında düşüncelerimi apaçık yazmaya izin verseydim, 24 saat dolmadan işimden atılırdım. Gazetecilerin işi; gerçeği yok etmek, düpedüz yalan söylemek, saptırmak, kötülemek, servet sahiplerine dalkavukluk etmek, kendi gündelik ekmeği uğruna yurdunu ve soyunu satmaktır. Bunu siz de biliyorsunuz, ben de… Öyleyse şimdi burada “bağımsız özgür basının” (!) “şerefine” (!) kadeh kaldırmak saçmalığı da nereden çıktı? Bizler, sahnenin arkasındaki zengin adamların oyuncakları, kullarıyız. Bizler ipleri çekilince zıplayan oyuncak kuklalarız…

Onlar ipleri çekiyorlar ve biz dans ediyoruz.

Yeteneklerimiz, olanaklarımız ve yaşamlarımız, hepsi başkalarının malı.

Bizler entelektüel fahişeleriz.”

Not: Swinton toplantıyı şaşkın bakışlar arasında terk etti.. Gazeteden istifa etti ve kimseden para almaksızın ‘John Swinton’s paper’ diye tek yapraklı bir “gazete” çıkartmaya başladı.

-Anonim

Bilgi Paylaştıkca Çogalır...

7 Cevaplar Kime:“Entellektüel Fahişeler…”

  1. :beer: özgür basına ..)

    ******************************

    Baya bir içmemiz gerekecek sanırım. :)

    :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer: :beer:

    YAŞASINN ÖZGÜR BASIN! HIÇK.

  2. Türkiye’de basın özgürlüğü ile ilgili bir kanun var mıdır diye araştırırken Polonya’nın 1532 yılında basın özgürlüğüne ilişkin kanunları uygulamaya başladığı bilgisine ulaştım. Bu yıl basın özgürlüğü sıralamasında 148. sırada olduğumuzu öğrendim. Nedim Şener’in ABD vizesi için başvurduğunda kitap yazdığı için hükümlü giymesi nedeniyle oluşan negatif durumdan sadece ve sadece 160 USD vererek aklandığını ve ABD vizesi alabildiğini öğrendim. Ha bunlar ABD nin çok mu özgür olduğunu gösteriyor, cevap veriyorum; hayır. Bizim gibi küçük, gölge ülkelerle oynuyorlar, kendi halklarına karşı da -mış gibi yaparak büyük, özgür kıta Amerika yalanını tekrarlıyorlar. Geçiniz dostum özgürlüğü falan, dün muhterem Gaf Ebesi’nin durum güncellemesi çok hoştu, derki; “Burası demokratik bir ülke, kendine saklamak şartıyla, her şeyi düşünebilirsin.” Biz korteksimizii tokatlıyarak geçip gidiyoruz bu dünya sahnesinden… Bis de olmayacak unutmayın…
    Saygılar…

    **********************************

    Haklı olman ne feci.
    İşin ilginç yanı Özgür Basın söylemi bile bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
    Daha da vahimi demokrasinin bir gelenek olmadığı ülkelerde özgürlük sadece klasik bir söylemden öteye gidemiyor.
    Fakat, çoğunluk, demokrasiyle beslenerek, kalabalığın diktatörlüğü haline geldiğinde; bunun bedelini azınlıkla beraber ödemeye hazır olmalıdır!..

  3. bon conomo says:

    bir gün ingiliz polisi karl marks’ın ingiltere’de kaldığı eve arama yapmak için baskın yapar…eve girdiklerinde sigara dumanından göz gözü göremez haldedir..ev o kadar pistir ki polisler bırakın eşyalara dokunmayı bir anada kendilerini öksüre öksüre dışarı atarlar….hey gidi üniversite yıllarım heyyy..benim evim daha beterdi…fareler,akrepler,çöpümün etrafında fing atan meyve sinekleri,küflenmiş duvarlarım,tıkanmış lavabom,üs katın kanlizasyon sisteminden sızan pis sular…..üst katta horon tepen kadınlar ve çocuklar….kavga ettiğim sarhoş serseriler….hey gidi trabzon hey…için seni dışın beni yakar….ama dahi olmak kolay değil tabi….ehi….açıkçası yaşam tarzım marksa çok benziyordu…ara sıra şiir yazar…astro fizik ve felsefe alanında bir kaç sayfa aforurdum…..aforizmatiktim ama karizmatik değildim….o yüzden marks ve arkadaşlarının davet edildiği ortamlarda,şerefe canım,şerefe yavrum,şerefe gülüm diyecek bir fırsatım olmadı olamadı….ahhh bu kadere lanet olsun…o zamanlar benim evim belki marks’ın ewvinden de pis idi….ama bu haksızlık değil mi?

    ****************************************

    Hmm. Yazdıklarını okuyunca anonim bir hikaye geldi aklıma:

    Polis, Diyarbakır’da bir öğrenci evini basmış, bir sürü kitap toplamış. Ögrenciler bir köşede sinmiş oturuyor, ama öyle pek de tehlikeli bir şey yok bulunanlar arasında. Çocukları asıl endişelendiren, arkalarındaki duvarda asılı Karl Marx’ın resmi. Bir ara, polislerden biri sormuş:
    – “Ulan bu kimin resmi? ” demiş
    Çocuk
    – “Aha şimdi yandım” demiş içinden. Sonra birden ” Dedemin resmi abi” deyivermiş.
    Polis sinirle dişlerini sıkmış, öğrencinin ensesine bir şaplak atmış:
    – “Ne utanmaz adamsın, böyle nur yüzlü, böyle ak sakallı bir deden var, kalkmış komonistlik yapıyorsun.”

    Öyle işte. :)

  4. bon conomo says:

    insana tapan insanımsılardan hep nefret etmişimdir…..herkesin en azından bir kaç temel ilke etrafında saygılı bir şekilde uzlaşabileceğini düşünen aptallardanım…..birazcık geri adım attığınızda azıcık taviz verdiğinizde başta sizinle uzlaşmak gibi bir görünüm çizen insanların aslında size uzlaşacak ve temel insani değerler çerçevesinde oluşturulacak bir düşünce ve algı ortamıyla alakalı hiç bir şey bırakmazlar…..sizin şu sözünüz; “tamam uzlaşmaya hazırım sorunları kavga etmeden de çözebiliriz” gibilerinden sözleriniz eğer biat kültüründe yetişmiş bir insana yöneltiliyorsa,bu söz, onu değerlendiren arkadaş açısından zorunlu bir itaat olarak işlenir….ve farkedersin ki….senden sadece kendisine benzemeni hiçbir eleşetirel alan olmaksızın zaten zatı muhterem birilerinin inceleyip eleştirip,,tammam bu budur dediği şeyleri aynen kabul etmen gerekir…. son olarak lanet olsun kula kulluk yapanlara diyorum….

    **************************************************

    Küçük yaşlarda körpe beyinlerimize işlenen duygu sadece engellenmişlik değil, kul olmamız gerektiği de işlendi hep.
    Otoriteye koşulsuz itaat ile kodlandı beynimiz.
    Evet bizler kul olarak dizayn edildik.
    Otoritenin söylediği şeyleri, olduğu gibi doğru kabul etme eyilimimiz var. Söylenenler değil, kimin tarafından söylendiği daha önemli oldu hep.
    Çocukken anne ve babalarımızın söyledikleri doğruydu.
    Onlar karşılaştığımız ilk otorite temsilcileri oldu.
    Biraz büyüdüğümüzde onların yerini öğretmenler aldı.
    İş hayatına başladığımızda otorite patron oldu.
    Toplumda asker, polis, politikacı, bakan oldu otorite.
    Beyinlerimiz onların söylediklerine düşünmeden itaat ettiler.
    Neler söylendiğini analiz etme yeteneğimiz elimizden alındı ufak yaşlarda.
    “Sus sen daha mı iyi bileceksin büyüklerinden” nutkuyla yetişen bir nesil ne kadar verimli düşünebilir acaba? Ne kadar bireyselleşebilir? Ne kadar kendisi olabilir?
    Bizler kul olmak için yetiştirildik. Köle olmaya meylimiz bundan.
    Bu zihniyetle büyüyen bir neslin kendini uyuşturmak istemesini anlamak zor olmamalı.
    Fakat bizim zincirlerimizi kırmak için ayık olmaya ihtiyacımız var uyuşturulmaya değil. Artık kimin söylediği değil, nelerin söylendiğine odaklanma zamanı.
    Kimse uyuşarak özgürleşemez. Özgürleşmek için önce aklımızı özgürleştirmeliyiz.
    Bunu başardığımızda ne kul oluruz, ne de kula kulluk yaparız.
    Aklı özgür olanların çoğunlukta olduğu bir toplum hayal ediyorum…

  5. Abooo ne yorum yazarmışım be yaw… Takdir ettim bi daha kendimi, eferim bana :))

    *****************************

    Bravo hatta. :)

  6. İnsanların hırsları umrumda değil herseyde alttan alttan zorlama var hersey ayni herkes ayni artik hayallerim olaganustu

  7. Hayaller ve amaçlar birleştiğinde kutup yıldımız olurlar. :)

Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[+] kaskus emoticons nartzco

İfade eklemek için tıklayınız.

SmileBig SmileGrinLaughFrownBig FrownCryNeutralWinkKissRazzChicCoolAngryReally AngryConfusedQuestionThinkingPainShockYesNoLOLSillyBeautyLashesCuteShyBlushKissedIn LoveDroolGiggleSnickerHeh!SmirkWiltWeepIDKStruggleSide FrownDazedHypnotizedSweatEek!Roll EyesSarcasmDisdainSmugMoney MouthFoot in MouthShut MouthQuietShameBeat UpMeanEvil GrinGrit TeethShoutPissed OffReally PissedMad RazzDrunken RazzSickYawnSleepyDanceClapJumpHandshakeHigh FiveHug LeftHug RightKiss BlowKissingByeGo AwayCall MeOn the PhoneSecretMeetingWavingStopTime OutTalk to the HandLoserLyingDOH!Fingers CrossedWaitingSuspenseTremblePrayWorshipStarvingEatVictoryCurseAlienAngelClownCowboyCyclopsDevilDoctorFemale FighterMale FighterMohawkMusicNerdPartyPirateSkywalkerSnowmanSoldierVampireZombie KillerGhostSkeletonBunnyCatCat 2ChickChickenChicken 2CowCow 2DogDog 2DuckGoatHippoKoalaLionMonkeyMonkey 2MousePandaPigPig 2SheepSheep 2ReindeerSnailTigerTurtleBeerDrinkLiquorCoffeeCakePizzaWatermelonBowlPlateCanFemaleMaleHeartBroken HeartRoseDead RosePeaceYin YangUS FlagMoonStarSunCloudyRainThunderUmbrellaRainbowMusic NoteAirplaneCarIslandAnnouncebrbMailCellPhoneCameraFilmTVClockLampSearchCoinsComputerConsolePresentSoccerCloverPumpkinBombHammerKnifeHandcuffsPillPoopCigarette