
Her şeyimi aldılar. Geçmişimi, geleceğimi…
Tek bir şeyi almayı başaramadılar: Kelimelerimi…
Yaşadığım sürece bende olacaklar ve hep bir şeyler anlatacaklar.
Hala yaşıyorum. Senaryosu tanrısal bir güç tarafından yazılmış oyunun kimliği belirsiz bir oyuncusu gibiyim.
Yabancılaşmanın tanımlanabilir bir sınırı varsa eğer çoktan aşıldı. Aslında tüm sınırlar aşıldı.
Yalnızlığın, saf ve katıksız bir yalnızlığın damıtılmış halini soluyorum. İçime her çekişimde yalnızlık doluyor ciğerlerime. Oradan kanıma karışıyor ve tüm bedenime yayılıyor. Her hücremde yalnızlık var.
Evren ben kırılana kadar ne kadar esneyeceğimi test ediyor sanırım.
Bir insanın tahammül gücü, yaşama tutunma motivasyonu ne kadar esnetilebilir ki?
Fakat umut, bir umut işte…
Bazen etrafa bakıp kendi rüyamın içerisinde yaşadığımı düşünüyorum. Kendimi dışarıdan izliyor ve algılamaya çabalıyorum.
Zaman daralıyor, genleşiyor, burkuluyor…
Bazen çok hızlı, bazen çok yavaş. Her şey bazen çok hızlı ve bazen çok yavaş. Gördüğüm her şey, daha önce gördüğüm hiçbir şey.
Bu ben miyim? Zamanın dalgaları arasında kendini arayan, rüyasında kendini bulan, bulduğunda kaybeden, çevresini yeni doğmuş bir bebeğin beyniyle gören…
Bir insanın kendini kaybetmesi ve kaybettiği yerde bulması için lazım olan her şey var burada: Zaman.
Oysa kum saati ters dönmemiş miydi? Şimdi her bir kum tanesini görebiliyorum.
Kaybettiğim yerde bulmam için kendimi, zaman oluk oluk akıyor benliğime. Kum gibi tane tane akıyor…
Bazen çok hızlı, bazen çok yavaş…
Hayat öğretiyor işte; bir insanın yaşayabileceği ne kadar çok şey varmış. Önemli, önemsiz, ilginç, rutin, garip, normal… Hepsi de bana koşuyor.
Umutlar, kaygılar, beklentiler, hevesler, hayaller hepsi birden üzerime çullanıyor.
Zaman bazen çok hızlı bazen çok yavaş ve ben bekliyorum…
Bir umut işte.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz:
Her iki kişiden biri, "her iki kişiden biri onlardan" diyor. Bu ne vahim bir tablo! Kısacası; her ...
Her insan ben olarak dünyaya gelir. Ben, bilincin bireyselleşmiş halidir. Ben, akıl denilen duygsal ...
Zorla inanmış insan olmaz, zorla inandırılmış insan olur. İnanç sevgiden kaynaklandığı sürece vicdan...
5 Cevaplar Kime:“Umut”
Oyumben yazdıkların gerçekten çok güzel.İnsanı bi yandan aydınlatıyor bi yandan da aklını karıştırıyor.Senden bir isteğim var farkındalıkla ilgili bir yazı yazarsan çok memnun olurum.
***********************************
Neden olmasın? İnanıyorum ki; bilinç devrimi gerçekleştiğinde bir gün herkes farkına varacak…
Belki bir gün…
Neden bugün değil de bir gün neden o gün bugün değil..
Neden hep gelecekten veya geçmişten bahsediyoruz..
Bugünün nesi var neden olacaklar bugün olmuyor..
Neden çok mu zor bu sorunun cevabı neden..
Aptal mıyım lan ben?
Ölümü özledim be ölümü..
Hayat yaşamak her ne boksa mükemmel bir şey peki neden ben yaşamıyorum?
Hak etmiyor muyum bu hayatı hak etmiyorsam niye yaşıyorum bu dünyada ?
Neden bu dünya benim için cehennem neden ?
Çok mu bencil davranıyorum ? Davranıcam tabi ki bu hayatı ben yaşıyorum bir başkası değil bırakta bencil olayım bana ne ondan bundan şundan..
Nefes alamıyorum lan nefes..
Ölmek istiyorum..Ölmek
Death death death deity..
Tanrı beni sevmiyor..
Ana rahmine düştüğümden beri benden nefret ediyor..Bu oyunu o oynuyor ve kazanıyor ona karşı elimde hiç bir koz veya rekabet edecek hiç bir güç yok..
Bitsin bu işkence.. Ya sen al canımı ya da bana cesaret ver ben alayım..
Geri de kalanlar 3 gün üzülür sonra unuturlar..Zaten pek önemsendiğim yok zaten bir işe yaramayan bir çocuğum..Al ulan kaltak canımı al alda göreyim ****** kodumu çocuğu al..
*****************************
Bence araya kaynamamalısın. Sıraya geç lütfen. Hepimiz öleceğiz biraz sabır. Ha bi de gevşe lütfen ve daha az ayran iç.
sn oyumben,kelimler!!!yazdıklarınız birilerinin sizin ne hissettiğinizi anlaması üzerine,yani aynı hisleri ucundan kıyısından duyumsamamış insanlara hiçbir analam ifadeetmeyecektir…yani biz insanlar düşüncelerimizi kelimelere dökerken daha rahat beceririz bu işi,fakat konu hisleri kelimelere dökmek olduğunda metaforlar,söz sanatları,örnekler,darb-ı meseller kullanmak zorunda kalırız ve analatabildiklerimiz ancak tecrübe etmiş insanların anlayacağı türdendir…ne kadar zeki,bilgili ve donanımlı olurlarsa olsunlar empati ve sempatiden yoksun insanlar sizin bu yazdıklarınıza benzer yazıları asla gerçek manasıyla anlayamayacaklardır…dünyayı,evreni sadece düşünen beyinler değil aynı zamanda hissedebilen beyinler daha iyi bir yer haline getirebilirler ancak…bazılarımız rüyalarımızdan ilham alırlar bazılarımız rüyalara ilham olurlar…mersi,danke…
*************************
Düşünen beyinlerin aynı zamanda hissetmesi umuduyla…
ahhh !
Vahh!